30 Temmuz 2012 Pazartesi

"Di tabi ki di" :D



Eğlenirken dozunu kaçırmamak gerek.. Nedense bu ayarı hiç tutturamıyorum.. :)
Sanıyorum ki buna sebep olanda ferah ve rahatlık hissi.. 
Relax olup kaçırabildiğiniz kadar kaçırmak gerekir ama dimi.. 
"Di" bence.. :)

28 Temmuz 2012 Cumartesi


Bazen çaresizmişim gibi geliyor. Kendimi tek başıma olmaya iten benim. Bir "ben" ile bir gün.. Ve hergün...

27 Temmuz 2012 Cuma

Önem-li-mi-sin?


Birileri için önemli olmayı ister her insan. Önemli olduğunu hissetmek, değerli olmak, önemsenmek ister. Böyle dile getirdiğimde farklı anlamlar geliyor. İlk önce akla gelenlerden. Ama benim kastım gerçekten farklı birşey.
Bir anne için evladı değerlidir, önemlidir ve onu sonsuz bir sevgiyle sever. Bunu her daim hissettirir. Yada işinizde başarılısınız, fikirlerinizin önemsendiğini gördüğünüzde bu sizi daha mutlu eder ve hırsla işinize dahada sarılırsınız. Bunlar ilk akla gelenler değilmidir hep. 

Neyi deşmaya çalışıyor aklım, kalbim bilmiyorum ama doğum günüm yaklaştıkça içime düşen bir şeyin peşinde olduğunu anlamam zor değil. 

Önemsemem kutlamaları aslında ama insan yinede hatırlanmak ister. Kuru bir gülümseme sıcak bir sesle dile gelen kısa bir dilek, uzaktan yazılmış klasik bir cümleylede olsa bir mesaj... İnsan bekliyor biri(leri) için önemli olmayı. Önemsenmeyi ve hatırlanmayı... 
Bu yüzden önemsediğim herkesin, onlar için önemli günlerini kutlarım. Hatırlarım...

Hatırlayın önemliyse sizin için. Hayat kısa, küslüklere sessizliklere yüklenemeyecek kadar hemde.. Hızla akıyor zaman, hızla bitiyor insan  ömrü.. Hızla tüketiyoruz herşeyi. Sevgi, saygı, aşk hak getire...

Hatta şuan yapın bunu, küs olduğunuz dostunuzu arayın özel gün onu hatırladığınız gündür bence yıl dönümleri değil... Sevgilinizi, eşinizi, dostunuzu arayın.. Bir kelime, bir cümle tebessümle dile getirin..  
Belkide aramanızı bekliyordur... Kimbilir...

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Duyarsızlaşıyormuyum?


Duyarsızlaşıyormuyum? 
Geçenlerde oturup bunu düşündüm. Eskisi gibi herşeyi es geçerek, farkına varmadan yaşamaya koyulmuşum. Bu duyarsızlaşmakmıdır? 
Nefes alışımı, kalp ritimleri dinlemez olmuşum. Tatilden  döndüğümden beri makinemi elime almadım. Hadi bunu yazın sıcak günlerine bağlayabilirim belki ama yavaşça hiç farkmeden yapdığım birşeyi fark ettim. 
İzlemek.
İzliyorum uzaktan. Susarak katılmadan. Öyle bakıyorum sadece. Sesimi duyurmak için uğraşmıyorum. Fısıldıyorum. Duyulmadığında sitemli bir şekilde sesimi çoğaltıyorum. Yükseltmiyorum hayır, ÇOĞALTIYORUM. 
Kendimle ilgili attığım adımlarımda da geriledim. Yerimde saymıyorum hayır, daha çok geriye gidiyorum.
Duyarsızlaştım mı? İnsan kendi hayatı içinde duyarsızlığı hep varmıdır? Farkında değiliz belkide. Belkide değil. Ama ben biliyorum.
Ben duyarsızlaştım. Bunun en büyük kanıtıda küsmek. Kendime küsüyorum. Hergün bir sebep ve nedenle...
Farkı yaratmak gerek. Olanları geliştirmek değil... Farkımı tekrar yaratmam gerek...

Günaydın =)


Çok sıcak bir hava.. Sevgili "Tedaş" sana sesleniyorum artık yapın şu fazları klimaların sıcak üflemesi bizi mahvediyor...
Mutlu günler herkese... Tedaş yetkilileri özellikle size.. :)

24 Temmuz 2012 Salı

Başarmak/Başaramamak Arasında Bir Zamandayım!


Neden mücadeleci biri değilim. Hep hayıflanırım buna.  En ufak bir başarısızlık ardından gelen tekrar bir deneme ve yine ve yine, yine.. Bir bakmışımki artık ne heves kalmış ne mücadele. Bununla ilgilide tabularımı kırmam gerek. Korkunun ecele faydası yok nasılsa. Korkmadan almalıyım başımı suyun altına. 
Buna hemen şimdi başlamalıyım. Emeğimi heba etmemeliyim, bu sefer olmalı...

20 Temmuz 2012 Cuma

17 Temmuz 2012 Salı

Çocuk Olmak..


Çocuk olmak nasıldır unutalı çok oldu..
Uzun zamandır Tvde oturupta keyifle izlediğim program yoktu açıkçası.. 
Şu an oturmuş Atv deki "Bir şarkısın sen" i izliyorum ve inanılmaz keyif alıyorum. Sanırım en güzel yanıda bu programın bir yarışma programı gibi, bir maraton yerine konup çocukların zorlanmaması. Rahatlar, sadece şarkı söylüyorlar. Ama gerçekten söylüyorlar. Her telden misali.. 
Doğallıkları ise kelimelerle anlatılmaz. O hareketler, o tavırlar... Çok keyifli.. Deyme şarkıcılara taş çıkarırlar.. Günümüzde o kadar kötü sesli şarkıcılar ve şarkılar varki, onlara şunu diyesim var;
"Açın ve bu çocuklara bakın söylediklerini izleyin ve deneyin bakalım sizde söyleyebiliyormusunuz."


bazı...


Başarısızlıklarımızda hemen pes etmek insan doğasına özgü bir durum sanırım. Tıpkı kendi kendimi 'eski' saçma sıkıntılarıma döndürebildiğim gibi.. Pes etmem kolayla ama çokta hırslı değilim belki bu sebeple geri çekiliyorum bazı bazı... Hiç kimse kendine bunu yapmamalı...

16 Temmuz 2012 Pazartesi

?


Ara sıra işte.. Düşünüyorum arada bir.. Kökten çözümü olabilse keşke.. Kimbilir birgün belki bunada çare bulurlar..

15 Temmuz 2012 Pazar

BENİM!

Bazen ne kadar güzel bir hayatı yaşadığımı unutuyorum.. Nefes alabilmek, yaşamak, içine çeke çeke tüm bedenine tüm ruhuna işleyene dek yaşamak... Ne kadar güzel olduğunu hatırlatıyor bana.. Daha sıkı sarılıyorum o zaman hayatıma.. Benim HAYATIM.. BENİM... Bendeyken anlamlı olan, benimleyken değerli kılan sevgili nefesim, bende kal.. Yaşamadan gitmeme izin verme... 
Huzurlu geceleriniz olsun.. Yorgun olun ama yaşamınızı, nefes almayı sakın unutmayın.. Bırakın yorsun sizi ama siz diyinki bu "tatlı yorgunluk".. =)

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Sıcak mı? Geçin bunları efenim.. =)


Yazasım geldi...
Nasıl birşey bu bilemiyorum. "Yazasım geldi" .. Kulağıma çok saçma gelsede böyle hiseddiyorum şuan..
Sadece ıpoduma şarkı atmak için açmıştım bilgisayarı ama bir anda kendimi burada buldum. :) 
İzmir'de hava harika. Çok sıcak çok fazla hemde. Evden çıkmak akıl karı değil ama bu havaları yaklaşık 2-3 ay sonra bir daha bulamayacağım. 
Şimdi kalkıp dışarda dolaşma vakti. Sokakları gezme, kapılarda oturan teyzelerin geçene kadar seni süzdükleri o ağır adımlarla yolları aşındırma vakti... 
Biraz çocuklara takılma, belki biraz korkutma, biraz güldürme vakti.. Bir iki poz vermeleri için çikolatayla kandırma saati. :)
Terleme vakti... Sıcaktan yakınıp, sorada dayan diyerek devam etme vaktidir...
Günün sonunu güzel bir havuz keyfi paklar... 
Gün güzel.... Yoğun bir hafta sonrası iyi bir gün ise çok çok daha güzel...
İyi hafta sonlarınız olsun.... :)

6 Temmuz 2012 Cuma

-
''Yalnız yaşayan insanların,
kendi içlerinde başlayıp biten eğlenceleri vardır.''

* Oğuz Atay


4 Temmuz 2012 Çarşamba

Boşver..!


Boşverebildiği sürece duyarsızlaşıyor insan. Bakıp kalıyor öylece ekrana... Etrafına... Ellerine, parmaklarına, tüm tırnaklarına...  Nefesinden oluşan camın buhusuna.. Dahada yayılmasına.

Pencereden seyretmeye koyuluyor. Görmek istediğinden çok, olmuşları görebiliyor. Olupta bitenleri, bitemeyenleri....

Fakat farkında değil... Çoğu zaman... Öylece bakıyor...

Kulağında tanıdık bir melodiyle, tanıdık yüzleri görüyor hep. Sanki hiç, hiçbiri gitmemişçesine, bitmemişçesine... 

Tebessüm yok. His yok. Düşünce, umut, istek, şefkat, kızgınlık, tepki yok. Boşvermiş çünkü. Duygusuzca, arzusuzca süzüyor herşeyi, herkesi...

Asırlar geçiyor sanki o bir kaç dakikalık anda. Ağırlaşıyor bedeni. Kalbi kaldıramıyor taşlaşmış bedenini. Ağrıyor sol yanı... Yükü ağır. Nefes almak bile güçleşiyor... Suyun dibine ağır ağır bırakıyor kendini... Sadece bir kaç dakika işte.. 

2 Temmuz 2012 Pazartesi

NEFRET EDEBİLMEK İSTİYORUM.


Nefret edebilmek istiyorum birinden.. Birşeylerden... 
Bıkkınlık değil, boşvermişlik yada umursamamak değil... 
"Nefret ediyorum!" dediğimde inanmak istiyorum.. Gerçekten edebilsem ne kadarını unutup silebileceğimi görebilmek istiyorum... 
Beni nasıl bir insana çevireceğini, nasıl duyarsızlaştırıp herşeyden koparabileceğini, bir o kadar da yakamı bıraktırmayacağını bilmek istiyorum.
NEFRET EDEBİLMEK İSTİYORUM.
Nefret kesinlikle güzel bir duygu değil.. 
Şunada karşıyım "her aşk nefretle başlar". Şahit olanınız var? 
Var diyorsanız eğer ki; bence sadece şahit olduğunuzu sanıyorsunuz. O nefret değildir. İnsan nefret ettiği birine neden aşık olsun, neden onu sevsin. 
Bu bir mazoşist'liktir. Nefret ettiğin biriyle olmak yada nefret ettiğin birşeyi yapmak kendimize acı çektirmek değilmidir?
NEFRET EDEBİLMEK İSTİYORUM.

1 Temmuz 2012 Pazar

Başlık mı? Bunu çözmem gerek :)

Diyorum ki avazınız çıktığı kadar bağırın.. 
Tüm nefesiniz tükenene kadar.. Bittiği noktada tekrar bağırın.. 
Ve tekrar.. 
Tekrarlardan hoşlanıyorum galiba..
Başınız dönsün, boğazınız yansın... Bağırın cayır cayır yanana kadar..
İçinizde birikmiş herşeyi çığlığınıza sığdırın, bir damla sıkıntı kalmayana kadar... 
BAĞIRIN! BAĞIRIN! BAĞIRIN! VE BAĞIRIN!
Susmak iyi değil her zaman.. Birikmişleri dökmek gerek.. Beklememek gerek, gidip almak vaktidir...
Kulaklığınızı takın umursamadan bağırarak en sevdiğiniz şarkıyı söyleyin.. Herkes duysun, varsın herkes kızsın.. Şimdi yapın bunu.. Gecenin üçünde tamda şu an'da... Tıpkı yaptığım gibi..
Yansın bırakın, içiniz yansın boğazınız düğümlensin, göz yaşınız düşsün ardından bir kahkaha atın.. Madem ki bir arada yaşıyoruz tüm duyguları şu dünyada, neden şimdi olmasın...Haydi...
( Emeli Sande - Next To Me ) Şu an dinleyip bir yandan söylüyorum.. Deliyimdir.. Delilere bu saartte şarkı söylemekte mübahtır... 
Deli olun sizde yapın... Son olarakta,  kendinize bir hediye armağan edin.. Hep başkalarından alacak değiliz ya kendimizi hangi hediyenin daha mutlu edeceğini sadece kendimiz biliriz.. 
Acımızı alsın diye, yanmaktan tutup bizi çeksin diye... Yutmasın, sindiremesin diye bu hediye...

O halde kendime en güzel an'ı gün doğumunu armağan ediyorum.. Hediyeleri herkes sever.. Bende çok severim ve kendime verebileceğim en güzel hediye...
Mutlu gün'leriniz benden olsun... Daha güzel doğması için tüm dileklerim...

Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !