31 Aralık 2015 Perşembe

Hey Yeni Sene, Naber ? ^_^

2015...
2016...

Ciddi ciddi yaşlanıyor zaman.. Ciddi ciddi bitiyor günler..
Hey..!
Bitti bir zamanların yeni senesi... Kardeşi gibi geliyor işte yeni senesi..
Nerelerde kimlerle geçti koca 2015 ..
Düşünüyorumda hatırlayabildiğim anlar yok.. O kadar silik yaşıyorum hayatı..
İlla üzülmek gerek arkadaş hatırlamak için.. Mutluluklar neden anlık..
Komik :)
Gülüyoruz sene bitti diye.. Seviniyoruz tepiniyoruz şarkılarla alkışlarla maytaplar komfetiler ve havai fişeklerle atıveriyoruz 2015i ..
Vay be :)
Dün gibi değilmi oysa yeni seneye girişiniz :)
Yine güldün yine eğlendin her sene aynı yılmadın mı arkadaş :)
Bu kadar mı seviniyorsun geride bıraktıklarına.. Belki iyi belki kötü her an biriktirdin..
Ben nedense hüzünleniyorum hep hiç bir yılım bir öncekinden başka değildi.. Olmasınıda dilemedim..
Dilemeyeceğimde..
Ben yıl atmayı redediyorum.. Napalım benim doğamda yok doğum günlerinde yıl dönümlerimde sevinmek..
Bizde de böyle :)
Velhasıl herkese içten diliyorum sağlıklı olun azıcık gülün bi tutam ağlayın geri kalan zamanda az çalışıp bol bol sarılıp gidipte göremediklerinizi görün... 
benim yeni yıl temennilerim bunlar...
Şimdi herkese mutlu yıllar.. ^_^

17 Aralık 2015 Perşembe

Hey Oralardamısın :)

Merhaba bloğum.
Merhaba 2015’in 17 Aralık Perşembe günü..
Merhaba hala bloğumu okuyan nadide insan.. (Olmadığını düşünüyorum ama belki tuttar be :) )
Uzun uzun günlerde neler yaşadım neler demek isterdim de pek bişi yaşamış gibi hissetmiyorum kendimi.

Kayda değer bi tek dedemin vefatı oldu sanırım.. Tam bir varyemez olduğunu söylemeden edemeyeceğim..
Anneme ve kardeşlerine  ciddi bir miras kaldı.. Yırttım abicim yırttım diyesim olması gerek ama pekte diyemiyorum çünkü parayla işim yok benim ya.. Bide hani bende yeri özel olmadı hiç.. Çünkü bizi pek sevdiğini söyleyememem.. Çocukken bizle oynadığını hatırlarım uydurduğu bir hayalet “tunku” hikayesi ile ödümüzü patlatır divanda zıplamamamız için abimle anlaşma yapıp kapının koluyla oynatıp zıplamayı kesmemizi arkasına saklanmamızı sağlardı.. Eski günler işte.. Belki de bunların hatırı çoğunlukla da annemin döktüğü gözyaşları için böyle “yırttık” modu’m yok. Nihayetinde bir ölüm var acı bir durum. Ama bBelki borçlarıma yetecek bir miktar oda öyle atla deve değil.. Belki de fotoğraf aşkımı tekrardan alevlendirecek bir kaç yenilik o kadar çok değil en azından o denlisi makuldür sanırım.. 

He işte bir diğer kayda değer değişimde bu işte. 

Fotoğraf çekemiyorum.. Küs gibiyim ama insan sevdiği ,hayatının parçası olduğu değerlere nasıl küser ki dimi.. Ben küstüm her şey ayardır kapalı gittiğim çekimlerde de kıt kanat bişiler çıkıyor isteksiz sevimsiz kötü..

Ondan sonracığıııma efendim son farklılıkta sanırım odunların beni bulması.. Gerçi bu bi farklılık değil odunlar hep vardı hatta bende bir odunum kabul bu tamamen benim tam bişi hissedecek gibi olma durumum.. :D Hani diyorum kalbim birine yazılmaya görsün mıknatıs gibi itiyorum.. Nasıl bir bedeviyim bilmiyorum.. Kalp gönül işlerim zaten hep bi zordu hala zor.. Bu gidişle cidden evde kalacağım sanırım :D Yani odunluk doğuştan gelen bir durum sanırım yada bilemedim sonradan odun olunabilir mi? Ben sonradan olmadım demek ki olunmuyor. :D

Her neyse efendim sonuç gene sıfır.. Tüm odunları savdım elde bişi kalmadı yine.. 

Napalım karşı cins erkek olunca odunluk, kalaslık, kerestecilik vs. kaçınılmaz oluyor..

Ee madem bana da forever yalnızlık diyerek müsaade.. :)


9 Eylül 2015 Çarşamba

Ses..

Yıllar yıllandıkça daha az yazar olmuşum.. Dahada yalnızlaşmışım demek ki bu hayatta..
Düşünüyorum ne ara bu kadar yalnız kaldım diye..
Etrafıma bakındığımda bi kaç arkadaş bi iki akraba dışında hiçbirşey kalmamış bana..
Onlarda olabildiğince uzak.. Mesafeli..
Paylaşmaktan korkar olmuşum.. Mesela aramaktan mesaj yazmaktan çekinir olmuşum..
Tek vazgeçemediğim çenem sanırım..
Karşımda biri olmaya görün hiç susmamacasına konuşuyorum.. Sürekli konuşuyorum.. Çok konuşanları sevmeyen biriyken üstelik..
Beynimi yoran şeyler hep işimle ilgili, hep oynadığım bi kaç oyunla.. Yada ne okusam diye önünde saatlerce rafın önünde durduğum kitaplarım..
Şuanda da yalnızım koca ofiste.. Koca ofis demesem daha dopru sanırım artık ufacık bu oda.. 
Eskiden severdim böyle boş olunca ofis..Biraz daha açardım müziğin sesini.. 
Şimdi yine aynısı yaptım odada yapayalnızım, müziğim var arka fonda..


"' Ne kaldı geriye zaten bir sürü boş hatıra
   Yaşamak değil ki bu görüntüler var adeta 
   ...
   Gideceksen eğer gelirim diyerek
   Bir daha geri gelme "

Sinirliyim, üzgünüm, sevinçliyim ara sırada olsa umutluyum..
Dışarıda bir yerlerde hayat başkalarına daha da zor benim ki zor derken.. 
Bencilliğin lüzumu yok..
İçin burkulur, 3-5 saat üzlür geçersin..
diymi ya...
Yalnız gitmiyor muyuz bu hayattan..
Ha hasta yatağında ha kalleş bi kurşunla..


Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !