4 Haziran 2017 Pazar

Everything !



Eski telefonumu kurcaladım bir kaç saat önce.. Tıpkı birinin gizli sırlarına ortak olmuş gibi özel hissettirdi beni.. Tuhaf bir duygu yarattı bende..
Şöyle bir bakınınca hatırlamadığım o kadar zamana ait mesajlar, fotoğraflar vardı.. Dinlediğim müzikleri açınca nede güzel olduklarını artık onları dinlemediğimi farkettim.. 
Zihnim hatırlamak istemez gibi bir türlü bilemedim o anları..
Bazıları da öyle acı geldiler ki... Bazıları da güldürdü..
Eskiden gazete küpürlerini sakladığım aklıma geldi onlardan bile fotoğraflar vardı.. Garipsedim..
Öyle duyarsız bi insan oldum ki.. Herşeyin bir anısı olduğunu unutalı asırlar gibi sanki.. Bir çok heyecanım daha çocukçaymış..
Elimin altında olabilcek bilgileri bile istiflerdim bir yerlere.. Yeni ben olan ise ne biriktiriyo nede saklıyor..
Siliyorum herşeyi..
Fotoğraflamak gibi bir yapım vardı.. Herşeyii... 
Artık herşey diye bir nokta yok.. Sıradan düz, öylesine..
Nasılda heyecanla biriktirdim o telefona o anıları kimbilir.. Mesajlaşmalarım bile daha samimi ve içtenmiş.. 
Aslında güzel bir mizah yapım vardır en azından insanları güldürmeyi bilen biriyimdir bunu sen hiç görmemiştin eminimki sevgili blogum hem nerden görecek bileceksin ki diymii..
Okudukça tekrar güldüm.. 
Gizli gizli evden tüyme planlarım bile o telefonda öyle eski bi tarih ki.. 2011-2012-2013...Korumacı bir abiye sahip olunca gizlilik daima tek kuraldı... Onları bile özledim sanırım..
Kimseye güven duymuyor kimseyle eskisi gibi konuşmuyorum.. Mizah duygumsa gerçekten yanında rahat hissettiğim insanların yanında ortaya çıkıyor..
Ne garip değil mi, insan kendinin nasıl bir noktaya varmış olmasını görmek...
Çocuklardan farkımızda bu değil mi zaten.. Bizden daha farklı bakıyolar hayata büyüdükçe onlarda yitiriyor o bakış açılarını..
Tıpkı bizler gibi..
Bir zamanlar daha mutluydum.. Daha çok seven biri... Daha çocuk.. Umutlu..

Ne tuhafsın be kardeşim sen ufacık bir telefondan çıkan bi ton ıvır zıvıra bile kocaman bi anlam yükledin..
İçimde dolup taşan bir sürü şey var aslında ama dillendiremiyorum düşmüyorlar onları tarif edecek kelimeler zihnime..
Zaten hep saçmalayan biriyim.. 
Ne kadar saçma bir hayatım var..
Ne kadar gereksizsin..

Ah! 
Düşündümde eskiden daha iyiydim.. Neden, nasıl bu hale gelebilir bir insan aklım almıyor.. Elimizdedir hayatımızın ipi ancak bazen o ipi sizin benliğiniz değilde yarattığınız içinizde olan  sizin başka bir benliğiniz çekiştirip durmaya başlar.. Çırpınmak fayda etmez ne yazık ki ne yapar eder kontrolü gene elir... Öyle bir durumdayım... 
Bu kabuğu ne yıkar yada kim bilemiyorum.. Ama lütfen çok bekletmesin ölüyorum içimdeki bensizlikte..

Ve... Herşeyi sildim... Her zaman silerim...

14 Mayıs 2017 Pazar

Üşüdüysen söyle sevgilim, seni bir kat daha seveyim...


Üşüdüysen söyle sevgilim, seni bir kat daha seveyim...

Cemal Süreyya 

9 Nisan 2017 Pazar

I Miss You...




Şöyle uzun uzun oturup yazasım var bir sürü şeyi.. 
Hani hayatınız bir asır gibidir ama sanki siz bu asırı sadece bir kaç saat içinde yaşayıpta bitirmişsinizdir... Şuan öyle hissediyorum..
Dinlediğim, izlediğim, okuduğum, kızdığım, güldüğüm, sevmediğim,sevdiğim yaşadığım her şey o kadar kısacık bir zaman içine sıkışıp kalmış gibi..
O kısacık zamana oturup bir sigara yakardım belkide kullansaydım şimdi..
Nefes içimi kadar geçmiş.. 
Geride öyle çok insan öyle çok zamanlar bıraktım ki hepsi birer rüyadan ibaret gibi.. Uyumuşum uyanmışım bitivermişler.. Herşey gibi..
İnsan bazen özleyebiliyor işte.. Garip bir duygu.. Yazarken nasıl tarif edilir bilemiyorum.. 
Duygularım öyle karıştı kafam öyle bir dağıldı ki herşey uçup gidiverdi aslında..
Eskisi gibi değilim artık yazarken.. Özlemek gibi bir çok duygumu kapattığımı farkettim an itibari ile.. :) İteleyip kakalamakla olmuyor bu işler... Ondandır ya işte öyle ayrı gayrı uzaklarda olmamız..
Gerçi çokta önemli değil...
İnsan bildiği şeyleri mutlaka hatırlar elbetteki... Tıpkı bisiklet kullanmak gibi diymii... Evet :)
Yola çıkış amacımdan öyle anlamsız bir noktaya doğru yazma teşebbüsünde buluyorum ki sorma gitsin sevgili blog..
Tek söylemeye çabaladığım şey özledim demekti.. Bu kadar basit aslında.. 
Kıskanmakla eşit tutuyorum özlemi ben.. Ne alakası var der gibisin ama öyle çok alakası var ki.. İnsan sadece özlediklerini kıskanır, kıskandığı herkesi özler...
Onu senden uzaklaştıran özleten herşeyi kıskanır...  Deli gibi hemde.. 
Onu benden koparan herşeyi herkesi çok kıskandığım doğrudur... Özlemimse öyle sonsuzluk semalarında dolanmakta..
Ben fazla bağlıyım sanırım sevdiğim herşeye.. Ayrılıkları sevmiyorum... Zaten veda da etmem hiç kimseye.. Edemiyorum..
Velhasıl sözün özü kimseden ayrı düşme.. Hayat bunu hiç yaşatmasın.. 
İnanmak lazım belkide.. İnanmak..
Gece bitiyor... Ben gidiyorum..
Huzurlu güzel bir gece diliyorum..
Salıcakla kal... Görüşücez yine..

7 Mart 2017 Salı

Güneş Var... (:


Sabah sabah kendime hem gülüyorum hem de kızıyorum..

Neden aşırı iticiyim? Çekici olmam gerekirken iticilikle yaşıyorum. İteleme, tepikleme bilumum bu tip aktiviteleri pek sevdiğim doğrudur.. 
Başka bir tepikleme aktivetisinde görüşmek dileği ile, size de günaydın : )

2 Mart 2017 Perşembe

Susmak nedir olric?

Susmak nedir olric?
Susmak konuşmamak değildir efendimiz, insan bazen konuşurken bile ölesiye susar..
Susalım mı olric?

Susalım efendimiz...
Sus dedi Olric, Arkana bakma ve sus. işte o gün bugundur susuyorum

Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !