Dünü tarihime not düşüyorum...
Diyeceklerim mi?
Herşeye rağmen çok mutluyum.. Tarifi yok... :)
Yeni bebeğim hayatıma hoşgeldin :)
2 Mayıs 2014 Cuma
1 Mayıs 2014 Perşembe
KIRILDI
SADECE TEK KELİME İFADE EDEBİLİR HERŞEYİ..
ÖYLE UZUN UZUN YAZMANIZA GEREK YOKTUR HİÇ..
KAFA YORMANIZA, DOĞRU CÜMLELERLE BİTİŞTİRMENİZE..
BİR BAKIŞA BİR KELİMEYE BAKAR, KELİMELERİN HEPSİNİ TOPLASANIZ TEK BİR KELİME KADAR ÇOK ANLAM İFADE ETMEZ..
CÜMLELER DEĞİL TEK BİR KELİME..
14 Nisan 2014 Pazartesi
Işıkları... Şey! Kim kapattı ?
Geçiyor arkadaş!
Herşey birgün geçiyor ve sonunda bitiyor..
Bugün kışlıklardan kurtulamadığımız, yazlıklara olan özlemle giydiğimiz kıyafetler kadar tedirginlik bırakarak geçiyor..
Sonra ne tedirginlik ne tereddüt kalıyor geriye.. İşte o zamanda bitiyor..
"Geçmek" ve "bitmek" aynı değil.. Çok benziyorlar birbirlerine ama değiller işte..
Geçmek anlık bitmek sonsuz..
Herkes gibi herkesin hayatından geçeriz geride bir gölge bile bırakmadan bitip gideriz...
9 Nisan 2014 Çarşamba
Nisan geldi...
Nisan geldi...
Günaydın ayın 9'u oldu bile... :)
Sevmiyorum seni Nisan..
Güneşi yazı getirsende bana sevemiyorum seni işte Nisan...
Aslında hatırlayamadığım bir ton duygum bile körelmişken sana olan sevimsiz bakışımı değiştiremiyorum..
Ama geriye dönüp baktığım yeri olmayan öyle çok taş varki..
(Aslında sevilesi bi çok sebep, sevmemek için tonlarca neden hala var...)
Kimileri kırılmış atmışım, kimileri sessiz sedasız gitmiş kimileride yer değiştirmiş..
Ne garip, oysaki bazı şeyler hiç değişmezmiş gibi gelir insana..
Heraklitos, "değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" demişti...
Hayatta kalıcı olan ne kaldı ki..
Bi avuç toz, bir bardak soğuk su...
Günaydın ayın 9'u oldu bile... :)
Sevmiyorum seni Nisan..
Güneşi yazı getirsende bana sevemiyorum seni işte Nisan...
Aslında hatırlayamadığım bir ton duygum bile körelmişken sana olan sevimsiz bakışımı değiştiremiyorum..
Ama geriye dönüp baktığım yeri olmayan öyle çok taş varki..
(Aslında sevilesi bi çok sebep, sevmemek için tonlarca neden hala var...)
Kimileri kırılmış atmışım, kimileri sessiz sedasız gitmiş kimileride yer değiştirmiş..
Ne garip, oysaki bazı şeyler hiç değişmezmiş gibi gelir insana..
Heraklitos, "değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" demişti...
Hayatta kalıcı olan ne kaldı ki..
Bi avuç toz, bir bardak soğuk su...
7 Nisan 2014 Pazartesi
Ivırı Zıvırı, ArkadanDolanbaçlısının İki Yüzlüleri..
Üzerine düşünmek değil yazmak bile önemsemenin getirisi...
Doğru insan yok.. Ne sevgili, ne dost, ne arkadaş...
İki yüzlülük hak, kazık atmak müstehak...
Adam olaydında attırmayaydın diymi ya...
Yeni mi öğrendin "bu devirde babana bile güvenmemen gerektiğini.."
Hiç işte hepsi ıvır zıvır laf, bi çuval patates falan işte..
Tükürmüşler, yalamışlar çok mu yani..
Kafamdaki To(z)prak:
lama,
lama insanlar,
tükürür
2 Nisan 2014 Çarşamba
Arkadaş Değilmiş Dostmuş Ne Varmışki...
Dostlarda gidermiş bir gün ..
Dost olmaları mühim değilmiş anlayacağınız..
Onlarda sizi satabilirlerlemiş bir gün..
Bi bakmışsınız iki yabancıdan farksız olabilirmişsiniz..
Onca paylaşılan şeyler, onca zaman omuz omuza geçen yıllar koca bir yalan oluverirmiş...
Sonra hiç bir şey olmamış gibi hala gülümsenebilirmiş yüze..
Ne tek kelime edebilirsniz bu durumda nede tek kelime edilir yüzünüze..
Yani anlayacağınız dostlar, arkadaşta, dostta koca bir yalanmış...
Tüm gerekçek yalnızlık...
Haydi şerefine tek dostum, yalnızlık...
Dost olmaları mühim değilmiş anlayacağınız..
Onlarda sizi satabilirlerlemiş bir gün..
Bi bakmışsınız iki yabancıdan farksız olabilirmişsiniz..
Onca paylaşılan şeyler, onca zaman omuz omuza geçen yıllar koca bir yalan oluverirmiş...
Sonra hiç bir şey olmamış gibi hala gülümsenebilirmiş yüze..
Ne tek kelime edebilirsniz bu durumda nede tek kelime edilir yüzünüze..
Yani anlayacağınız dostlar, arkadaşta, dostta koca bir yalanmış...
Tüm gerekçek yalnızlık...
Haydi şerefine tek dostum, yalnızlık...
18 Mart 2014 Salı
Bir Tosbağ Hikayesi ..
Zamanın bir yerinde kimselerin el değdirmediği düşler varmış...
Senelerce yol almışlar, gitmiş gitmiş gitmişler....
Demir almak zamanı geldiğinde yalnız başladıkları yollarda yeni düşlerle tanışmışlar, kocaman olup büyümüşler...
Hiç yapılamamış, hiç söylenememiş onca düşe hep bir adım daha geri iterek doluşmuşlar ufacık bir arabanın içine..
Araba ufak, düşler büyükmüş.. Ama orada her düşe bol bol yer varmış..
İmkanlar kısıtlı, ama düşler sonsuzluk kadar mümkün gibiymişler..
Hep bir diğeri onun önüne geçmiş.. Geride kalan bir daha hiç sesini duyurup o arabanın içinde olduğunu anlatamamış..
Duymamışlar..
Yıllar geçmiş...
Demir pas tutmuş, yollar zorlaşmış.. Gidemez olmuş bizim ufak araba..
Küçülmüşler...
Yeni düşler uğramaz, eski düşler yapılamaz olmuş..
Araba kocaman ama düşler küçücük kalmış...
Çünkü, ufacık arabanın içindeki onca düş bir bir çekip gitmiş zaman içinde..
"Rüzgar uğultusu, derinden gelen bir kuş sesi.. İleride akan bir nehir, acı bir toprak kokusu..."
Düşler nede güzelmiş bir vakitler...
Varsın olamasınlar lakin yeşermek için küçük bir tohum, filizlenip büyüyen onca düş nede lazımmış oysa...
Durdurmamak gerek düşleri..Hayaline dalıp saatlerce yazmak belki okumak yada gidip almak gerek...
Sizin düşler limanınızda neler vardı bir zamanlar..
Ben bir tosbağa binip gidebilmenin hayaliyle yanıp tutuşurken hangi ara vazgeçtiğimi hatırlattı bana rüzgar..
Hangi kuş fısıldadı kulağıma... Akıp giden nehire özendiğimde toprakla bütünleşemememin verdiği betonarmelikle ne zaman karşı karşıya geldim...
Hatırlamıyorum..
Zaman kırıcı çok, incitici... Unutturucu, zalim...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)