15 Temmuz 2015 Çarşamba
Merhaba.. Sizede Merhaba..
Aylardan Temmuz, senelerden bilmem kaç işte..
Yazmaz oldum kelimeleri yanyana hanidir..
Görmez oldum kalbime dokunanları..
Yalnızlık en iyi dostum, gürültü düşmanım..
Çok şey var zihnimin her hücresinde dolanan..
Gitgide dahada kapanıyor perde..
Çok ses var.. Fısıltılar..
Duyamıyorum..
Yapmacık gülüşlerim var bu aralar..
Hemde bende hem herkeste.. Evrende bile..
Kaçıp gidemiyorum, kapana yakanlanmış fare gibi çırpınışlarımın son demini yaşıyorum..
Birazdan gelip beni alacaklar..
Gözlerimi sonsuzluğa kapatacaklar..
Aslında çokta kötü değil bu..
Belki gittiğim yerde yeni hayatlar tanırım, yeni umutlar..
Taze, mis kokulu çiçekler..
Gülümseyen bir yüz,sevgiyle bakan herşey bulurum..
Gittikçe bitmeyen, yürüdükçe tükenmek bilmeyen bir düş bulurum..
Göğe doğru kulaç atarım..
Kanatlarım daha güçlü olur belki, daha hızlı uçarım..
Gözlerimi yumuğumda zaman donar uayndığımda kaldığım yerden keşfederim belki..
Hani olur ya diyorum, ya olursa..
Hanidir diyorum, hanidir neden gülümsemiyorum...
7 Mayıs 2015 Perşembe
BİR ZAMANLAR..
DUYGULARIM SİZLERE ÖMÜR DOSTLAR..
SİZLER SAĞOLUN, VAR OLUN..
22 Nisan 2015 Çarşamba
Kalsak MI ?
Aklıma gelen cümleler var. Bir kenara karalayıp not etmem
gerektiği anlarda uçup gidiyorlar zihnimden geçerek. İnsanın hayatı da böyle
sanırım geçip gidenler bıraktıkları izlerini de siliyorlar bir süre sonra.
Beynimizin içinde bölük pörçük kelimelere dönüşüyorlar işte.
Ne demişti üstat; hayatı ıskalama lüksün yok senin diye, iyide üstadım
hayat onu ıskalamama izin vermedi ki, hayat zaten ıska geçti beni.
Etrafa baktığım gözümdeki cam çerçeveler gibi bir duvar
ötesinde kaldı.
Tuzlu bir bisküvi gibiydi. Şerbetli bir tatlı belki de kim
bilir hayatın en tatlı kısmıydı işte. Şimdilerde pul biberi fazla kaçırmış
gibi. Lezzeti yok mevsimi geçmiş sebzelerle dolu içi.
Aslında yedim ama doyamadım. Elim atıştırmak için bir şeye
uzandığında bir sürü yanlış var oysa ki. Perhizdeydim ben. Sade yaşıyordum her
şeyi. Herkes daha anlaşılır daha sadıktı. Mevsimsel yaşıyorum anlayacağın.
Aslında dedim ya gerçekten açım. Hayatta sevilmeye
sevebilmeye..
Tuzunu şekerini, acısını ekşisini katabildiğimi istiyorum.
Çok şey bunlar çok tezat çok saçma.
Saçma olmak istiyorum yine. Gülerken de saçma olsun ağlarken
de. Yürüdüğüm yollar konuştuğum herkes saçma olsun.
Koca kazanın içinde kaynayan yahni kadar karışık saçma
anlamsız olsun ama benim olsun..
Dilimin ucundaki acı tat, zihnimden kalbime gelen o tatlı
anlar lazım bana..
Benim olmayan bir hayatı yaşamayı reddediyorum.
Ruhumu teslim alan çaresizliği istemiyorum..
Hayat, senden nefret ediyorum !
14 Mart 2015 Cumartesi
Küskünüm..
Küskünüm..
Fotoğrafa..
İki kelime yazmaya..
Kitaplarıma..
Şarkılarıma..
Yüzümdeki gülümsemeye..
Gözümden akma ihtimali olan damlalara..
Dertleşmeye..
Dert dinlemeye..
Gürültüye..
Cebimdeki paraya..
Kalbimdeki boşluğa..
Küskünüm..
Aşk’a, sevgiye..
Dosta, düşmana..
Yağan yağmura, esen rüzgara..
Güneşin sıcaklığına, gecenin ayazına..
Sokak lambalarına..
Sır sıra dizilmiş anılara..
Çaya, kahveye bir damla sohbete.
Küskünüm..
Kendime.. Kendime.. Kendime.. Ve herkese..
27 Şubat 2015 Cuma
26 Şubat Tekerrür.. "Ölmüş"
Ölmüş..
Ne tuhaf bir kelime bu.. “Ölmüş”
-mişli geçmiş zaman kullanınca özellikle..
Yokmuş, gitmiş..
Uzaklığı daha çok dayıyor insanın burnuna.. Yanında
olmadığından –müş –miş –muş diyoruz..
“Öldü, gitti, yok..
Ne kadar kulağa doğu olası geliyor bu kelimeler oysaki..
Ama hayat bazen inatlar, bir avuç kendini bilmez
bencillikler yüzüne mahvolup gidiyor işte..
Kinci olmayın, zayıf olmayın, kulak asmamayı öğrenin bazı
şeylere.. Üzülürüm diye düşünmeyin mesela.. Siz üzülün ama başkasını üzmeyin..
Ben gibi olmayın..
Hayatımda üzülebileceğim çok insan var.
Sevgili, babaannem de onlardan idi..
Geçen sene görmüştüm onu hasta yatağında..
Tanımamıştı..
Yaşlıydı, güçlükle nefes alıyordu.. Hayatın son demlerini
yorgun vücuduyla karşılıyordu..
Sarıldım, öptüm.. Bolca ağladım..
Geride ne bıraktı bana derseniz, ismimi bıraktı.. Bölük pörçük
anılar var zihnimde..
Gülümsemesi var..
Gözlerinden akan yaşlar..
İki aile büyüğümü de böyle yitirdim ben..
Biri bana doğru sevinçle, özlemle gelirken gitti uzaklarda,
biride burnumun dibindeyken uğramaya korkarak kaybettim yine uzaklarda..
Dejavu bu olsa gerek..
Tarih gene aynı : 26 ŞUBAT !
Anneannem bundan 15 sene önce 26 Şubatta öldü..
Ondan 15 sene sonra babaannem 26 Şubatta gözlerini yumdu..
Gerçek olmayacak kadar tuhaf içimdekiler..
Boş gözlerle sadece izliyorum..
Hayatta belki çok üzdüm, ama bil ki sevdim..
Yolun aydınlık olsun Babaannem..
Rabbimin merhameti sevgisi hep sizinle olsun..
Sizleri seven bir Tuba..
16 Şubat 2015 Pazartesi
Onlar İnsandı, Biz İnsanoğlu !!
Hayat öyle zor ki; diye başlamak istedim cümleme ama öyle zor zamanlar yaşayan insanlara haksızlık edeceğimi düşündüm yazdıktan sonra..
Günlerden tek kelime yazmıyorum bu sayfaya.. Gelip uzun uzun inceleyip kapatıyorum tekrar..
Son bi kaç gündür haberlerde, yolda, sosyal medyayada gündemimiz aynı, güzeller güzeli Özgecan..
İnsanlık dışı demeye dilim varmıyor.. Hayvanda diyemiyorum böyle bir vahşete hayvanlara haksızlık etmek olur bu..
Öyle çok denecek cümleler, kelimeler var ki kalbimden klavyeme düşmüyor bir türlü..
Bende bir kadınım, dışarıda adım atarken arkamdan gelen ayak sesleriyle gardını hep elimde tuttarak yürürüm.. Gece dışarı çıkıp eğlenmek kendi arabamla bile olsa trafikte bile buna maruz kalıyorum..
Ne üzücü ne kırıcıdır ki bu insanlarıda birer anne doğurmuş, büyütmüş.. Belki hayırlı evlat olsun diye çabalamış.. Hangi anne evladının hem cinsine bu nedenli insan ötesi bir vahşeti yapmasını isterki?
Düşünüyorum, bu kadar soğukkanlıca su gibi bir genç kıza bunu nasıl yapabildi?
Bu kadar kolaymıdır bir canı almak?
Bu kadar kolaymı bir inanın şahsına sahip olmayı kendine HAK bulmak!!
Yazık Türkiye'de KADIN OLMAK demek erkek ırkının sahip olabileceği bir meta olarak görülüyor..
Eteği kısadır, dudağında ruj vardır, topukulu giymiştir, saçı açıktır.. Belli ki kuyruk sallamıştır..
Peki ya siz?
Sizin hastalıklı sadece uçkurunuzu düşünen kuyruk acınız?
Bir bayan olarak dünyaya gelmek Dünyanın bir çok yerinde bir ayrıcalıkken burada ne yazıkki 1-0 yenik gelmek demektir..
Gözlerinizi açtığınız andan itibaren hayat güzeldir, hayatı bir pisliğe çeviren ise bu tip zihniyetli beyinlerdir..
Cem Yılmaz'ın dediği gibi; Beyni yok fikri var..
Olan fikirde nerden geliyor gayet açık..
Denecek kelime çok lakin benim diyecek bunları kabullenecek gücüm yok..
Kendi ülkemde kendi insanlarımın birbirlerini yapabildiklerini gördükçe inancımı yitirmeden durabilmek çok güç..
İnsana, insan değeri verilemeyen bir KADIN olarak; YASTAYIM!!! Ölen insanlık için...
Bu fotoğraf bir UTANÇ tablosudur.. Özgecan'ımıza bir erkek eli daha değmesin diye kadınlar omuzladı tabutunu. Utanmalıyız, UTANMALISINIZ. !
#insanolmak
2 Şubat 2015 Pazartesi
Kaçın.. !
Bir zamanlar yakın birinin sesi, bir zaman sonra yabancı bir sese dönüşür..
Hayata 2-0 yenik başlamak kadar zordur o yabancının sesini anımsamak..
Bekledikçe değişir o ses.. Silinik ve cılızdır..
Duymaya görsün yılların yabancılaştırdığı o sesi kulaklarınız, nefesinin sesi kadar tanıdıktır..
Hayatta yediğiniz goller çoğalmaktadır..
Hayata 2-0 yenik başlamak kadar zordur o yabancının sesini anımsamak..
Bekledikçe değişir o ses.. Silinik ve cılızdır..
Duymaya görsün yılların yabancılaştırdığı o sesi kulaklarınız, nefesinin sesi kadar tanıdıktır..
Hayatta yediğiniz goller çoğalmaktadır..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)