27 Aralık 2012 Perşembe

Geçmiş Saklanmış ..! Çıkarmalı ..!



Evlerinde insanlar kadar yaşanmışlıkları vardır.. Hatta çok daha fazla.. Aralarında tek fark ise insanların bir kısmının yaptıklarını yapamazlar..
Konuşamazlar sesli olarak diyemezler, dile getiremezler...
Ama öyle bir şey yaparlar ki bunu yapamayan bir çok insan vardır..
Susarak anlatabilmek..
Susarlar ölüm sessizliği kadar...
Susarlar ama gözünün içine baka baka anlatırlar tek tek herşeyi..
Susup öylece dinletirler kendilerini...
Fark edilene kadar bekerler dilsiz sesleriyle..
Haykırırlar aslında ama yine duymayız işte biz..
Yaşayıp bitiririz tüm herşeyi...
Karanlığa gömülüp, susarlar... Susarlar...

 ____


Bu Konak Ödemiş'e bağlı Birgi ilçesinde bulunan "Çakır Ağa Konağı" olarak anılıyor.. 17.yy. en güzel şahaeserlerinden.. En azından benim için öyle..
Yörenin zenginlerinden Mustafa Çakır'ın yaptırdığı biliniyor..
Gezdiği şehirlerde gördüğü mimariden ve eserlerden esinlenerek en iyi mimarlara yaptırtıyor bu konağı..
Evin 3. katında karşılıklı olarak iki oda var biri İsanbul biri ise İzmir..
Minyatürler ve anlatımlar o kadar  güzel o kadar detaylı ki.. Şuan böyle bir şeyi çizmeye uğraşma veyahut yapılmaya çalışılsa bu denli güzel olamazlar...
Yeni yapıların görkemi ve şatafatından sade duran fakat onları bile geride bırakan bir eser..
Bu Konağı ilk gördüğümde aklıma ilk türk yapımı Yeşilçam filmleri geldi nedense..
Neden diye düşündüğümde çekimler hep eski ahşap evlerde, kocaman bahçelerde gerçerdi dedim kendime..
Belkide bu konağın bahçesinden esinlendim bu düşünceye..
Çünkü ben bu konağı ilk gördüğümde bahardı..
Bahçesi yemyeşil, kırmızı gülleri olan ve kuşların cıvıldayarak eşlik ettiği neşe ile gördüm..
Fakat hepsinin dışında bir şey var bu evde..
Geçmiş..! 
Yaşanmışlık..!
Belki de yaşanamamışlık..!
Gidilip görülmeye değer.. Odalarındaki detaylar, tablolar ve minyatürler.. İnsana buram buram geçmişi yaşatıyor..
Koridorlarında uçuşan eteklerinizle koştuğunuzu hayal etmenizi, bir köşeye sığınıp sessizce ağladığınız, hiç korkmadan kahkalar atabildiğiniz bir geçmişi yaşatıyor..
Yaşanamamış aşkları, kazanılamamış herşeyi...
Kaybedişlik..!
Hiç görmediğiniz ve bilmediğiniz bir malasın içine , baş kahraman olarak yerleşiveriyorsunuz..
Hüznünü yaşadım ben bu evin bu sefer.. Kederini ve dökemediği gözyaşlarını gördüm..
Baharda tekrar görüşebilmek umudu ile...

Hayal etmeyi bırakmayın..
Bırakın delilik desinler..
Düşleyin, yaşayın ve görün... Ve hissedin..
Tatlı bir uyku diliyorum...
t.a.

26 Aralık 2012 Çarşamba

.......

Ben Yarını düşünmeyi pek Sevmem. Ne olacaksa hemen Şimdi olsun isterim. Seveceksem şimdi, Susacaksam şimdi, güleceksem şimdi.. Zaman bir kez geçer insanın eline, o anın bir daha tekrarı yoktur. Ne yaşarsan bir kere yaşarsın. Bu yüzden sevmem Beklemeyi...

21 Aralık 2012 Cuma

Kurbağaaa =)

Ben kurbağa figürlü hiçbirşeye dokunamam garip bir sekilde ürkerimde :) ama fotografını çekmeme engel degildi :) fuardan cok sevimli almak için dokunmam gerektiğinden alamadım :)

Yaşa-maya- Devam ... ;)

21 Aralık 2012 ..
Kıyamet kopmadı.. En azından henüz nefes alıyorum soğuğu iliklerime kadar hissederek..
İnanan kişi sayısı o kadar çok ki hayret içindeyim..
Gelecekte ne olacağını bile bilseler idi mayalar yada bir başka kabile garip olurdu herhealde..
Çekilmez bir hayat, ve gelecekten kaçış..
Çoğu kişi geçmişinden kaçar ama bu sefer bu çıkacaktı..
Fena çok fena...
Mutlu günler...

20 Aralık 2012 Perşembe

Satır satır ....

Vakit bir satır daha ayırma vakti....

"Güveni hafife alma... Herkese güvenme..."


Yok ... Yok ...

Yok ... Yok ...
Her şeyin başı sarılmak...
Tüm suç bu ...


DİPTON !!!

Enteresan olan şu; genelde kendimi ifade etmekte güçlük çekmem ama yazılarımda sanki ifade edemediğim şeyler sezinliyorum..
İfade biçimlerimden biri daha..
Dilim, kalemim,fotoğraflarım...

Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !