Evlerinde insanlar kadar yaşanmışlıkları vardır.. Hatta çok daha fazla.. Aralarında tek fark ise insanların bir kısmının yaptıklarını yapamazlar..
Konuşamazlar sesli olarak diyemezler, dile getiremezler...
Konuşamazlar sesli olarak diyemezler, dile getiremezler...
Ama öyle bir şey yaparlar ki bunu yapamayan bir çok insan vardır..
Susarak anlatabilmek..
Susarlar ölüm sessizliği kadar...
Susarlar ama gözünün içine baka baka anlatırlar tek tek herşeyi..
Susup öylece dinletirler kendilerini...
Fark edilene kadar bekerler dilsiz sesleriyle..
Haykırırlar aslında ama yine duymayız işte biz..
Yaşayıp bitiririz tüm herşeyi...
Karanlığa gömülüp, susarlar... Susarlar...
____
Bu Konak Ödemiş'e bağlı Birgi ilçesinde bulunan "Çakır Ağa Konağı" olarak anılıyor.. 17.yy. en güzel şahaeserlerinden.. En azından benim için öyle..
Yörenin zenginlerinden Mustafa Çakır'ın yaptırdığı biliniyor..
Gezdiği şehirlerde gördüğü mimariden ve eserlerden esinlenerek en iyi mimarlara yaptırtıyor bu konağı..
Evin 3. katında karşılıklı olarak iki oda var biri İsanbul biri ise İzmir..
Minyatürler ve anlatımlar o kadar güzel o kadar detaylı ki.. Şuan böyle bir şeyi çizmeye uğraşma veyahut yapılmaya çalışılsa bu denli güzel olamazlar...
Yeni yapıların görkemi ve şatafatından sade duran fakat onları bile geride bırakan bir eser..
Bu Konağı ilk gördüğümde aklıma ilk türk yapımı Yeşilçam filmleri geldi nedense..
Neden diye düşündüğümde çekimler hep eski ahşap evlerde, kocaman bahçelerde gerçerdi dedim kendime..
Belkide bu konağın bahçesinden esinlendim bu düşünceye..
Çünkü ben bu konağı ilk gördüğümde bahardı..
Bahçesi yemyeşil, kırmızı gülleri olan ve kuşların cıvıldayarak eşlik ettiği neşe ile gördüm..
Fakat hepsinin dışında bir şey var bu evde..
Geçmiş..!
Yaşanmışlık..!
Belki de yaşanamamışlık..!
Gidilip görülmeye değer.. Odalarındaki detaylar, tablolar ve minyatürler.. İnsana buram buram geçmişi yaşatıyor..
Koridorlarında uçuşan eteklerinizle koştuğunuzu hayal etmenizi, bir köşeye sığınıp sessizce ağladığınız, hiç korkmadan kahkalar atabildiğiniz bir geçmişi yaşatıyor..
Yaşanamamış aşkları, kazanılamamış herşeyi...
Kaybedişlik..!
Hiç görmediğiniz ve bilmediğiniz bir malasın içine , baş kahraman olarak yerleşiveriyorsunuz..
Hüznünü yaşadım ben bu evin bu sefer.. Kederini ve dökemediği gözyaşlarını gördüm..
Baharda tekrar görüşebilmek umudu ile...
Hayal etmeyi bırakmayın..
Bırakın delilik desinler..
Düşleyin, yaşayın ve görün... Ve hissedin..
Tatlı bir uyku diliyorum...
t.a.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder