Hayat öyle tuhaf ki bazen kendimden bile korkar oluyorum.. 'Kalabalıkları savar'ım var sanki..
Bir bir savuruyorum etrafımdaki herkesi.. Yalnızlığa boğuldum..
Yalnızlıklarım olmaksızın yapamaz oldum misal son zamanlarda..
Elime aldığım kitaplar, tüketemediğim kelimlerim zihinimde..
Gupgup gupgup gupgup..
Her yer çok sessiz..
Zaman durmuş gibi geliyor ara sıra sonra bu ayın Aralık olduğu düşüyor zihnime..
"Ee nihayetinden ömür bitiyor diymi yaa sen mi bitmyeceksin" diyor içerden bi ses..
Fısltılarda kesildi artık..
Eskiler hala bavulda yerleşemediler bir türlü.. Ayıklayabilmekse ne mümkün azizim..
Hayatta neyi eleyebilmişiz ki onu eleyerek geçip gidelim..
Ana yadigarı bu huylar, kıyamayız biz öyle eski olsalarda.. "Ya bir gün olurda lazım olur" der dilimiz.. Elimiz gitmez atmaya.. Katlar yerleştiririz bir yerlere.. Her katta bırakırız o izi..
Hayat tuhaf, yalnızlıksa tam bir muamma..
Yalnızlığa alışan birine kalabalıklar nefesini keser.. Kapalı kutusunun içinden tüm kötülüklerden arınmıştır açtığı anda herşey maholacaktır çünkü.. Kalabalıklar ondan kötüdür, sevmez..
Mizacı olur o vakitler içerisinde..
Gülerken bile tektir o kalabalığın içinde, ağlarken hep tek olduğu gibi..
Yalnızlık benim mizacım..
Elimde dumanı tüten bir sigara..
Yarıya düşmüş bir şişe şarap..
İçimi yakan zehir zemberek bir acı..
YALNIZLIK BENİM MİCAZIM BE AZİZİM, SADECE MİZACIM...