İlk cümle fobim var biliyorsun diymi..
Kendini ifade edememe, duygularını çok iyi gizleyip kamufle edebilme falan.. Böyle şeyler uzmanlık alanım malum.. Başka ender meziyetlere de sahibim..
Dışarısı savaş alanı gibi.. Çok rüzgar vardı.. Geceleri dışarıda birilerinden korkmaktan ziyade rüzgarda korkup dehşete düşübilen çok insan var mı benim gibi bu dünyada merek ettim doğrusu.. Bu en iyi meziyetlerimden biri bak..
Geçen gün binadan önüme çatının bir bölümü düştü üç adımlık bir mesafeye.. Gel de ürkme.. İşin kötü kısmı öldürmez süründürebilir sanki hiç sürünmüyormuşum gibi :) Bi bundan korksam gene iyi.. Rüzgarın beni takip ettiği hissi nefesimi falan kesmesi inanılmaz bir korku sarıyor içimi.. Eve geldim sanki hala peşimde..
Ne anlatıyorum ki ben şimdi..
Hmmm hatırladım neden geldiğimi..
Hayat çok kısa diyecektim aslında.. Üzmeye, üzülmeye değmeyecek kadar kısa.. Kısacık şu ömrümüzü nelerle heba ediyoruz oysa..
En yakınlarınıza hiç bişi olmazcasına yaşayıp, hiç canımız acımaz mış gibi hunharca yaşayıp heba ediyoruz..
Gidip sevdiğine sarılmak yerine küsüyoruz çekip gidiyoruz.. Yıllarca görüşmüyor belki hatılamıyoruz bile.. Mesela dünyayı gezip görmen gereken öyle çok yer var ki.. Biz kalkıp bir kutunun içinde yaşıyoruz.. Bir kağıt parçasının gölgesinde hırslarımız peşinden koşup yerdeki yeni filizlenmiş nicelerini eziyoruz..
Üzülmemek elde değil işte bazen.. Bazen elinden sadece kayar gider vakitler..
Vakit varken kalkıp gitmeli şimdi..
Sevdiklerimizin değerini bilmeli vakit varken..
Bu da böyle olsun..
Sağlıcakla kal..