25 Temmuz 2014 Cuma

O Vakit, İyi Uykular..

Önce arzularını yitirdi, sonra onları gerçekleştirebileceği cesaretini..
Önündeki uzun yolu beklerken söndürdü tüm ışıkları birer birer..
Karanlıkta gizlenmek her zaman daha kolaydı, daha güvenli..
Bir zamanlar kırabildiği o zincirlerini yerleştirdi tekrar yerlerine.. Kilit vurdu ürkekce..
Umudunu yitirdi karanlıkta bir yerlerde..
Sonra neşesini..
Yok yere gülmelerini, güçlü kahkahalarını..
Kalbini duymaz oldu, zihnine teslim etti kendini..
Hatıralarını bıraktı bir bankta..
Denize savurdu omuzlarındakilerini..
Kelimelerin rüzgara karışıp gitmesini seyretti bi süre.. Gözden kaybolunca sırtını dönüp yürüdü kalabalık boş caddeye doğru..
Baktığı bir zamanlar gördüğü değilken, artık sadece baktığıydı... Gördüğü sadece düz bir duvar.. 
Duygularını da yitirmişti..
İnancı?
... İnandığı herşey yerle bir olmuştu..
Sonra; hayallerinide yitirdi.. Hayelleri olmayan insan yaşayamaz.. Yaşamamalı..
Yaşamını yitirmiş bir ölüye dönmüştü...
Son arzusu hiç sorulmadı..
Kimse veda konuşması yapmadı, gözleri taşarcasına dolmadı..
Anı defterinde sadece adı yazdı..
Mezar taşınada "hiç yaşamadı" diye not düşüldü..
Silik bir sayfa olarak kaldı..




22 Temmuz 2014 Salı

Seboreik Falan Yaşayıp Gidiyorum .. :)

Ramazanın son günleri..
Bu sene yaz tatili yapamadığıma göre bayram bunun için ufak bir kaçamak olanağı sağlayacak tabi şu üzerimdeki bitkinlik ve yılmışlık hissini bu süre zarfında üzerimden atabilirsem..
Son zamanlarımı malesef böyle geçiriyorum..
Fazla mutsuz fazla yılmış..
Yapmak istediğim çok şey var fakat vakit tamam ama nakitte sıkıntı var.. Allahım sen benim banka hesabıma zeval verme.. Hazıra dağ dayanmıyor..
Üstüne birde nişan teleşı çıktı gerçi pek elimi sürmüyorum çünkü sesimi çıkardığım an abimle kapışıyoruz..
Nişanlanan hayır, hayır ben değilim tabiki de sevgili abimmm :)
Evlensede kurtulsam.. Gerçi evde varlığı yokluğu belli değildir sanırım buna benden çok annem içerleniyor.. Yani ha evlenip gitmiş ha evlenmemiş benim için ikisi de aynı annem içinse çok daha dramatik bir durum  neyse..
Konumuz seboreik...
İlk yazımı mart ayında diğerini mayısta yazmışım...
Ay oldu temmuz..
Değişen bişi varmı derseniz şöyle bir anektot eklemem gerek yaz olduğu için düzenli kullanmıyorum dışarıda olduğum için çoğu zaman geç saatlerde uygulamayı yapmaya üşüniyorum..
Ama genede arayı 2-3 günden fazla açmadım...
Gerçi sonuç gene değişmiyor.. Kulanmadığım zamanlar biraz daha fazla kaşınma oluyor ve kızarıklıklar artıyor..
Kullandığımda ise bunlar azalıyor..
Üstelik deniz suyunun ve akabindeki güneşte pek faydalı olmadı o açıdan da pek ümitliydim fakat malesef ümitler gen eçıkmaza bağlandı...
Gerçi eklemem de fayda var.. Yaz ayından dolayı mı yoksa ilaçtan mıdır bilmem ama belirli bölgelerimdeki şikayetlerden kurtuldum şuan tek alanda vergitmeye niyetim yok dercesine zorluyorlar beni..
Doktor kontrolü için çoktan geciktim onuda biliyorum en yakın zamanda uğramam şart..
Kafama takmıyorum artık onla  yaşamayı öğrenmem gerek bu net.. 
Hiç düzelmeyecek ama inatla kullanmaya devam edip o rezil kokuyu çekiyorum...
Boşa dememişler umut fakirin ekmeği belki, işte, olur yani bir gün... Diymiiii yaaa...
Gününüz aydınlık olsun efenim.. Sizde benim gibi işinin başında ekranın karşısında uyuklamay devam edin...
Sabahlar nede uykulu.... :)

11 Temmuz 2014 Cuma

Twitter Ağası :)

Geçen gün internet haberlerinde gezerken gözüme bir haber takıldı.. 

"Twitterın kralı benim!" diye bir başlık atılmış..
Merak ettim ufak bir göz gezdirdim 17-18 yaşlarında bir genç.. 
Türkiye ve Dünya gündemlerine trend topic olarak yerleşmiş zamanında.. Kendi ismi ile.. 
"Takip edeni takip ederim" çılgınlığını da kendi başlattığını dile getiren üniversite öğrencisi olan bu genç dakikalar için gündem yaratabiliyormuş.. (Çok lazımmıydı sankiii)

Hesabını inceledim ve sırf meraktan takibe aldım.. 
Aldığım an itibari ile takipçilerim olmaya başladı.. Kaç kişi geldi hesaplayamadım çünkü kendi takipçi sayım kaçtı inanın onu bile bilmiyorum..
Kendi halinde isyan sesini Twiter da abuk sabuk yazarak dile getiren ben gibi biri için çok mühim bir sayı değil bu..

Neden yazma gereği duyduğumsa şu; şimdi bu arkadaş bir yazı yazıyor "RT yapan kazanır" şeklinde.. Ve bir yığın insan kalkıp retweetliyor...
İtiaf edeyim bir an için "laaa ne kazanıcam acabaaa" diye aptal bir tepki oluyor insanın kafasının içinde "Salak ne kazanabilirsin ki hakkatten ya malmısın" diye geçiyor ardından ve kendimden iğreniyorum böyle anlarda..

Attığı diğer normal sayılabilecek  olan twitler içinse, çokta zekice ve mizah duygusu ile yazılmadığını diyebilirim.. Ki son dönemlerde Twiter sadece mizahi bir eğlenceyken baktığında onca takipçisi olan birinin sağlam br mizaha sahip olduğunu düşündürüyor..

Twiter da öyle  fenomenler varki adam senin kafanın içinde dönüp dolaştırdığın bir şeyi öyle bir dile getirmişki "benim neden aklıma gelmiyo böyle şeyler hay ben... Çok iyi ama yaaa" diyerek çocukluğunuzda düştüğünüz bir anda mizah duygunuzuda orada düşürdüğünüzü dile getirip kendinize, bi nevi telklin ederek devam ediyoruz... Ben bu "kazan" olayını henüz RT ederek denemedim fakat ne kazanmayı umduklarını tahmin etmek zor değil..

Tabi asıl kazanan o kadar takipçiyi bu yöntemle elde etmiş olan o hesap sahibi..
Reklam teklifleri aldığını dile getirmiş zaten.. Seçiciyim demiş ama belli ki hesabından epey ciddi paralar kazanıyordur.. (İşsizlik abiii zor bunlar, zor.. Ama adam kazanıyo işte aah ahh. :) )

Yani sonuç itibari ile bazıları bu yönde beynini çalıştırırken bazılarıda "abiiiiii on milyon takipçim oldu" demek için bunu yapıyor..
Ne yaparsınız hayat böyle böbürlenip, hava atmaya bayılıyoruz.. Kanımızda var..
Böyle düşünenler üzerinden de prim yapıp cukkayı doldurabilenlerde asıl günün bonusu olarak en başa yerleşiyorlar...
Ve kesinlikle HELAL OLSUN...

Bir düşünün Ankara'nın Belediye Başkanı olan Melih Gökçek'te doğal mizahıyla, fazla aceleci olması üstüne de hep açık olan caps lock tuşunun ve  gerek başkalarının da  katkısıyla tüm Türkiye'yi geçtim Dünya'ya ün saldı.. Yaptığı gaflarla adından söz ettirmeyi becerebiliyor işte...

Darısı bunu başaramayanların başına... :)

İlginç not: Google en büyük arama motorlarından biridir ve google amcaya twiter agası diye yazarak görsellere tıkladığınızda çıkan kişinin bizim twiter ağamız olduğunu göreceksiniz... Ve kraliyet sistemi bizde olmadığını da varsayarak; bizim kralımız yok ama ağamız tek.. :)

Upss birde adı duyulmamış bir kral olurmu hiç :) Hiç yaniiiiiii :)

Mutlu günler.... 


10 Temmuz 2014 Perşembe

Kötülerin Zaferi:Yaprak Dökümü

Mevzumuz tatil.
Malum yaz geldi ve geçiyor. 
Her sene dolu dolu tatili yaşayan ben henüz değil ayağımı suya sokmak, bi tuzlu su olsun bi klor kokusu falan solumuş değilim..
Güneşin tenimi yakışını çıktığım alışverişte hissettim sadece..
Şimdi....
Her sene düzenli gittiğimiz tatilimin içine turşu suyunu sıktı arkadaşın biri..
Onun kadar yüzsüzünü daha tanımadım sanırım hayatımda..
Gerçi böylelerinin yüze ihtiyacı yoktur. Sadece laf ebeliği yapıp çıkar düşünmekten başka bişi bilmezler.. He bide arkadan atıp tuttar sonra can ciğermişiz gibi hala senle muhatap olur..
İyi mi ettim kötü mü bilmem ama yaptığım onca hazırlık ve alışverişe rağmen gitmeme kararı aldım.. 
Gene kötüler kazandı yani..
-Kötülerin kazanmadığı bir dünya varmı? Filmler ve diziler dışında-
Bütün hevesimin içine ettiler.. 
Belkide böylesi daha iyi olmuştur.. 
Bazen bişeyler için farkındalık gerekir ya böyle durumlar en can alıcı sahnelerdir.. Beyin bu bedava nasılsa çalışır durur.. Düşündükçe seni kemirir bitirir..
Önce arkadaş ayrımcılığı mı yaptırıcam diye geçirdim içimden..
Hoş "o geliyorsa ben gelmeyeceğim" dediğimde aldığım "tamam" yanıtı hayal kırıklığına uğrattığı için ne düşünüp ne düşünmeyeceğimi kestiremiyorum..
Bende her insan kadar bir ısrar belirtisi görmek istedim açıkçası.. O 'tamam' öyle bi tokat attı ki yüzüme hani ayrımcılık dedim ya 'b.k yaptırırsın aptal tuba' dedirtti bana.. 
Senelerdir aynı kadro ya bi kaç kişi dahili ile gidilecekti.. Tamam iyi hoş ama neden sen varken sevmediğin birinin daha davet edilip otelin ödemesi yapılacağı zaman geleceğini öğrenmiş olmam yani bu benden gizlenmiş ki kasti olmadığına eminim fakat davet edenin de beni göz ardı edip kenarı itmesi ne demek oluyordu?
Çünkü ortada bir tercih var zaten oda benden yana değil.. Mevzu açık ve net haliyle..
Zaten ikimizin de bu tatile davet edilmesinden belli değil mi ki? 
Daha ne kadar belli edilebilirdi sorarım kendime..
Hala kafamda bunu evirip çeviriyorum..
Kimseye prim verip ardından söylenmekte istemiyorum.. 
Sadece sinir olmakla yetiniyorum işte..
Tek kelime etmedim zaten etmemem için kafama bişiler fırlatıldı daha ne olsun..
Önemliymişim, beni severmiş, hep yanımdaymış bla bla bla..
Evet gördük hep benlemiş..!!!
O TATİL BENİMDİ!
Söylenmek ve beddua etmek istemiyorum fakat itiraf edeyim eğlenmelerini de hiç istemiyorum.. Bunu neden gizleyeyim ki istemiyorum işte!
Bana bunu yaptılarsa bende benim canımı sıktıkları gibi onlarında tatillerinde canları sıkılsın istiyorum..
Dualarım tutsaydı zaten ohooooo şuan Afrika Çöllerinde olurdum.... (Afrika Çölleri mi? oda nerden çıktı mı? Her insanın uzun hayalleri vardır. Oradan bir yerlerden  ^^ )
Fesat biri değilim ama evvel zamanında demişimdir mutlaka kinciyim diye napim..
Canımı yaktıklarında dişlerimi çıkarıyorum işte..
Kendimi şekeri elinden alınmış bir çocuk gibi hissediyorum.. Burukum, kırgınım.. Ve yine kimse farkında değil..
Herşey her zaman olduğu gibi yani..
Hiçbirşey düz değil.. 
Eğri büğrü yaşamaktan yoruldum..
Eski yıllarımı özlüyorum..

Bu senede böyle sevimsiz bir yıl oldu.. Bir senem iyi geçse diğer sene illa bozuk süt kokusu yayılıyor etrafıma..
Ve bu sene yaprak dökümü senesi oldu.. Bakalım daha neler olacak... Hadi hayırlısı...


 

8 Temmuz 2014 Salı

Yabancı



Hayata, herşey yabancılaştığında; tek tanıdık yüzün aynada  bakan bir çift gözün olduğunu gördüğünüzde  onlarında yabancı olabileceği şüphesine düşüyormusunuz?

Madem yabancıyım artık herkese, yabancı olan kendimi, gözlüğümü, kitabımı, makinemi ve şapkamı da alıp gitsem ya şuralara bi yere.. Belki çay demler birisi içeriz karşılıklı iki yabancı...




30 Haziran 2014 Pazartesi

3-5 Esneme molası.. :)


Uykulu pazartesiler..
Döngü hiç bitmiyor sanki sürekli dönüp dolanıp gün gene pazartesiyi gösteriyor..
Hayatımı öyle hunharca yaşadım ki boşa silip bıraktığım milyonlarca pazartesinin sitemsizliği vurdumduymaz uykusuzluğu mu beni alaşağı edecek şimdi..
Malesef teslim oldum bile.. :)
2 saatlik uykuyla halüsinasyon görmüyorsunuz fakat takıntılarınızı yendiğinizi hissettirebiliyor.. :)
1 güncükte olsa... :d
Uykusuz pazartesiler... :)

 

23 Haziran 2014 Pazartesi

Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !