29 Eylül 2014 Pazartesi
Pazartesi çıkmazına hoşgeldiniz...
Aslını yaşatabilmek uğruna kendimizi kaybetmişliğimiz de var..
Sizce kaybetmek kazanmakmıdır?
Pazartesi çıkmazına hoşgeldiniz...
17 Eylül 2014 Çarşamba
Uzaklar diye bir yer var.
Kafamdaki To(z)prak:
bir yerlerde,
son yolcu,
Uzaklar,
yalnızlar,
yalnızlık
4 Eylül 2014 Perşembe
Ballı-Naneli-Limonlu
Tansiyonun düşer, o ballı-naneli-limonlu şekerden atarsın ağzına..
Sonra canın sıkılır, "ağzımın tadı kaçtı" dersin bir tane daha şeker alırsın..
Sıkıntın geçmeyince bir sigara yakmak istersin, bıraktığını hatırlar falan işte bir şeker daha atarsın ağzına..
İçin ferahlamayınca bir bardak su alırsın bir şekeri daha ağzının içinde gevelemeye başlarsın..
Aynaya bakıp içler acısı bir "ben" görerek sigarasız hayata bir şeker daha atarsın ağzına..
Saatler geçmez diye bir tane daha..
Çalan şarkı şerefine bir daha..
Gerçekten ağzının tadı değişmiştir öğlen yediğin yüzüne bir şeker daha açarsın bunun üzerine..
Aklına geçmiş gelir ne mutlu olduğun ne çok sevildiğini anarsın yine efkar basınca atarsın bir şeker daha..
Aşk dersin acı ama şeker tatlı hadi aç bir tane daha..
Boğazın sızlamaya başlar nefesin yetmez oturduğun yerde ferahlamak umuduyla sarılırsın yine ballı-naneli-limonlu şekere..
Bak gene sigara esti burnuna ver bir şeker daha..
Kilona takılırsın şekersiz içersin çayı kahveyi ama açarsın bir ufak şeker daha..
Canın sıkkındır ya ağzındadır yine şeker sonra ortası boşalır minnacık şekerin, dudağın ucunda bitiştirir hava verip alırsın kendince.. Olmaz tekrar denemek için atarsın ağzına yeni bir şeker daha..
Unutukların, unutulduğun zamanlar şerefine hadi hatırlamak güzeldir diyip bir şeker daha..
Akşam olur ev yoluna çıkarsın yol kısalsın diye bi şeker atarsın cebine.. Sonra ağzına..
Arkadaşlarla sohbette buluşur "dilim damağım kurudu su kesmez, bardaktaki de" diyip şekere sarılır bu sefer çiğneyerek yersin..
Film izlersin evinde, mısır tuzlu şeker naneli limonlu.. Güzel bir uyumdur damağında alırsın şekerlikten bir şeker daha..
Artık gün bitmiştir... Uyumak için uzandığında yatağa. aklına gelir şeker.. Koca bir hayat yalnızlığında tek dosta dönüştürdüğün bir şeker vardır artık hayatının tüm dakikalarında..
Hayatının ballı-naneli-limonlu kadar bile tatlı olamamasına üzülür, içerlenirsin ve komidinin üzerinden bir şeker daha atarsın ağzına belki rüyaların şeker tadında olma umuduyla...
3 Eylül 2014 Çarşamba
Biraz ses.. Biraz toprak kokusu.. Bir parça mutluluk yanında mutsuzluk olsun, hüzünde hediyesi..
Yıllardır yazmıyor gibiymişim gibi hissettim bugün..
İzmirin içi sıkıntılı.. Hüzünlü biraz..
Güneşte kırgın.. Bulutların ardında gizleniyor sanki göremezmişiz gibi onu..
Belkide bol güneşli günlerimizi geri bırakıp melankolik bi hava oluşunca anımsadığımdandır..
Sabah servisle işe gelirken uyumak yerine gökyüzünü seyrettim..
Kah bir kadın figürü çıktı kah bir hayvan.. Film sahnelerinden hatırladığım kareler yerleşti gözümün önüne..
Bir şairin resmettiği bir şiir gibiydi..
Baktıkça bakmak geliyordu içimden.. Belki elimi uzatsam benide çekip yanlarına alacaklardı..
Evden adımımı atar atmaz gökyüzünün bugünkü oyunlarına dahil olmam gerektiğini ve bu satırları kesinlikle yazmam gerektiğini hatırlattım kendime..
Zaman öyle hızlı akıyor ki Eylül ayına vardığımızı bile anca bugün anlayabildim.
( Ondan sonra kaç sonbahar gelmişti? )
Doğru, yağmuru sevmiyorum.. Hatta böyle havaları da.. Lakin bu havalar insana yaşadığını hissetirebildiğini düşünüyorum..
Toprak kokusu gibi..
Bir yandan çalan Joy Türk'ün eskileri yad edercesine çaldığı en hoş tınıları..
İçine işletiyor kendini gün.. Sanki herşey sizi o güne çekmek için aynı senkronda hareket ediyor..
Yazın neşesini unutup o hüzünlü havada koybolmak istiyorum böyle anlarda..
Yağmur yağmasın.. Hafif bir rüzgar essin.. Güneş saklanıp kendini ara sıra göstersin.. Müzik eşliğinde toprak kokusu gelsin mesela..
Bulutlarla elele dans edebilelim..
Bugün böyle olsun.. Yarın güneş açsın..
Kalbe giren hüzün sızsın ki tüm kalbi sarmasın..
Derin derin işlemeden ruha kıyısında dolanmalı..
Evet, evet bugünde böyle olmalı...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)