10 Ekim 2012 Çarşamba

Butterfly...


Bazen öyle ağlamak istiyorum ki gözlerim şişene kadar böyle..
Öyle kahkahalar atmak istiyorum ki karnıma ağrılar girene kadar böyle..

İnsanların garip istekleri olur..
Bense şuan deli gibi bu serin havada bir battaniyeye sarılıp yıldızları seyretmek istiyorum..
Kulağımda hoş bir melodiyle mesela..
Yada rüzgarın ve yaprakların şarkısıyla..
Hoş olmazmıydı?
Bence harika bir fikir.. 

O kadar uzun ve uzun bir zaman olduki .. Oturup geceleri yıldızları tek tek saymayalı..
Tek tek isim takmayı, derinliklerini hesap etmeyeli..

Sahi ne kadar olduki.. 
Sahi ben ne zamandır nefes alır oldum..
Sahi sen ne zaman çekip gittin..
Ne zaman yıkıp geçtim herkesi..
Ne zaman bu kadar yalnız kaldım...
Hangi ara geçti bunların hepsi..
Ne zamandı asıl vakti.. 
Ne zamandı ? 
Hangi zamana saplanıp kaldım uzun seneler... Nerelerdeydi şimdiki zamanlarım..
Geri sayamadım, geri dönemedim..
Tutamadım.. Cesaret edemedim.. Etmelimiyim?
Acı mı çekmeliyim..
Umutusz bir vakayım..
Çok.. Hemde çok..

9 Ekim 2012 Salı

Nokta (.)


Ben çok "aptal'ım" .........
Artık insanlara güvenmeyi ve inanmayı bırakmak zorundayım(.)
Beklentisiz yaşamımı, kendimle devam ettirmeliyim(.)

Şu günden itibaren..
Başka (,) virgüller eklemeden (.) noktalıyorum hepsini(.)

Yeni bir paragraf değil, yeni bir başlıkla başlıyorum.
Başlıksa sadece "BEN" !!

Günaydınlar dilerim.. Yeni kararlar ile başlanmış yeni bir günden..
Mutlu günler..

8 Ekim 2012 Pazartesi

Uzaklar.. Yalnızım.. Bir ben.. Sadece ben..


Zamanı durduramıyorum..
Dur diyemiyorum..
Dur be dur.. Geçip gitme artık..
Sürükleme beni ve hayatımı peşinde.. Sürüklenmeme izin vermeyin lütfen..
Bazen çok ağır geliyor, çok fazla..
İsyan bile edemiyorum.. Sesim çıkmıyor.. Düğümleniyor, kararmış kalbim, buğulanmış gözlerime doluveriyor..
Susturma beni zaman.. Sesimi, soluğumu alma benden..
DUR! 
Lütfen DUR!
Kelimelerim, var olan cümlelerim.. Geri dönün durdurun herşeyi.. 
Saplanıp kalayım o zaman(a).. 
Kayboldum bulamıyorum dönemeci(mi).. 
Nerdesiniz? Ne istiyorum, ne istiyosunuz..
Zaman dur artık, bulmalıyım yolumu.. Çok uzaktayım çok..
Sessizlik lütfen.. 
Dönene kadar uyumalıyım, yolu görmeliyim.. Uyandığımda orada olmalıyım..
Durmalı.. DUR! Lütfen..
Bir ben.. Sadece ben.. Ve ben..

6 Ekim 2012 Cumartesi

Kıskancım var mı itirazı olan?


Sabah sabah kendimde rahatsız olduğum bir durumu dile getirmem gerektiğini hissettim..
Kıskançlık duygusu..
Kıskandığım kişi ise en yakın dostum.. İnsan dostunu kıskanırmı kıskanabilir..
Kıskançlığımı dile getirip belli eden bir karaktere sahip değilimdir ancak bende bir kırgınlığa sebep olduğunu keşfettim zaman içinde.. Kendi kendime küsüp tekrar barıştığımı bilirim..
İtiraf ediyorum ben inanılmaz kıskanç biriyim. Abimi bile anemden hala kıskanırım mesela..
Hadi belki bunu anlayabilirim annesini kimse paylaşmayı istemez fakat peki ya dostu için ne demeli?
Üstelik dostumu kıskandığım kişide hiç tanımadığım biri.. İleride hayatını paylaşma olasılı yüksek birisi.. Ne kadar tanısamda değişmeyecek bu durum bunu iyi anlıyorum ve tanıyorum kendimi..
Onun mutlu olmasını tüm kalbimle istiyorum ama sanki ikinci plana atılmışım gibi bir hisse kapıldığım anda anlık küslüklerim, kırgınlıklarım olur.. Gereksiz ve fazla gereksiz.. :)
Halbuki böyle birşey söz konusu bile değil. Kardeşim gibi olan biri, her anımda her dakkikamda yanımda hissedebildiğim biri nasıl olurda unutur beni. diymi..
Ömür boyu kalbimden dileyebileceğim hep gülümsemesi olacak.. Ve hep dostum olarak kalmasını dileyebilirim..
Bazı insanların eksiklikleri hissedilir.. O'da onlardan.. 
Seni çok seviyorum dostum.. İyiki hayatımdasın iyiki benim dostumsun... İyiki bana her ne olursa olsun katlanıyorsun.. İyiki işte , iyiki yahu :))
Sakın ola ki beni es geçmeyesin, bak anlattım ben böyle biriyim.. Bunuda anlarsın sen bilirim ben senii... :)

Günaydın cuma-r-tesi :)


Uzun zamandır cumartesiler çalışmıyordum.. Kışın geldiği göstergesi.. Gün ışığın faydalanma zamanı..
Cumartesi gününde mutlu sabahlar dilerim.. Bugünü cuma varsayıyorum daha çabuk bitip gitsin diye..
Günaydınlar..

4 Ekim 2012 Perşembe

Özlemek ne demek öğrettin bana...


Özlemek, özlemek...
Eski güzel günlere özlemle, büyük bir arzuyla özleyerek dönebilmek.
Zamanı tutmak o vakitte.. Geçmesin bitmesin.. Eskimesin, eski olmasın.. Anı olarak hatırlanmasın..
Bu çok garip, inanılmaz derecede hemde.. 
Anlamakta zorlanıyorum arasıra.. 
Arasıra işte..
Hayatımdaki sevdiğim insanları kaybetme korkum daima vardır ama hiç düşünmem bunu hiç hemde..
Sanırım kaybettiğim en en anlamlandıramadığım kaybım sevgili canım mı canım olan Anneannemdi.. 
Küçüktüm.. Küçük derken ilkokul 4 yada 5. sınıftaydım tam hatılamıyorum.. 
Saf ve inanılmaz yardımsever biriydi.. Torunlarını ayırt etmez hepimizi çok severdi.. Bizlerde onu..
Onun özlemini hissederim bazen.. Evine gittiğimde kapıyı her defasında açacak, boynumuza sarılıp sımsıkı saracakmış duygusuyla büyük bir istekle beklerim o zor açılan koca demir kapının açıldığını dile getiren sesini..
Özlem böyle bişeymi?
Sadece bir an mı?
İçimde o ara ara beni yoklayan his.. Özlemek mi?
Kendim için bile zor biriyken neden oturupta dahada zor şeyler için kafa yorarırım, soruyorum sana ey "ben" ..?
Bunca işimin arasında benim derdim ne?
Neden orada duruyor o minik belli belirsiz düşmek ve düşmemek arasında bekleyen bir damla gözyaşı ? Neden oradasın? 
Neyi özledim neyi... ?
Çocuk olmayı özledim.. Sadece oyuncak hayali kuran beni.. Tek derdinin istediği o oyuncakları aldırmak için uğraşan "ben"i..
Daha kolaymış sanırım çocuk olmak..

Kimse anlamıyor beni, 'neden' yazdığımı..
Kimse merak etmiyor 'neyi' yazdığımı..
Belkide kimse 'bilmiyor' yazdığımı..
Bende bilmek, öğrenmek istemiyorum bunları..
Susup, şarkılarım eşliğinde sadece yazmak istiyorum..
Geriye dönüp okumadan, silmeden bir kelimesini dahi..
Yenilere sarılmalıyım, bol bol alışveriş yapıp özlemekten vazgeçmeliyim..
-miyim? ...

t.a.

3 Ekim 2012 Çarşamba

Günaydınlar..

Yarım kalmışlar kadar bitmişleride yad etmeli...
Özlediğim bitmişlerimde dahil hepinize mutlu günler..
Gününüz apaydınlık olsun şimdiki gibi..

Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !