"sırf başlayıp bitirebildiğim bir hikayem olsun diye...
bıktım ardımda yarım kalmış hikayeler taşımaktan. çünkü, bizzat ben, yarım
kalmış bir niyetim. anlamlarını bilmeden dinleyip sevdiğimiz şarkılar var ya.
işte biz böyleyiz. sesin kıvrılıp büküldüğü yerde ıslanıyor gözlerimiz.
yazmanın eziyeti öğretecek bana. hayat, sahip olduklarımızın dışında
kalanlarmış meğer..."
herkesin, kendi parmak izi gibi ayrı birer hikayesi var
aslında. girişi gelişmesi sonucu birbirinden farklı yaşadıkları var. ben,
korkularından kaçmak için hiçbir işte olamadığı kadar becerikli olan, çok seri
bahaneler bulabilen bir korkağım, evet ruhunun yalıtkanlığına sığınan o
korkaklardan birisiyim. konu, iç’imi dışarı anlatmaksa tanıdığım en izole
insanım ve böyle saklanmayı marifet sanmaktan utanıyorum. emanet duran anlamsız
gülümsemelerin ardında, en kolay kendimi inandırdığım yalancı umutlarla besliyorum
fakir ruhumu. ruhumun sahibi için eldivensiz güller topluyorum. içime atlamak
zorunda kaldığım sentetik dünya intikamını alıyor her nefesimde. nefessiz
kalıyorum. bunu bile bile uyuyorum. bile bile sentetik dünyaya uyanıyorum her
sefer. düşe kalka bile ilerlemek ne haddime. düşümde gördüklerimle
gülebiliyorum "nasıl gidiyor hayat?" diyenlere. tüylerimi diken diken
eden sakin bir tebessümle, cevapsız, yarım yamalak kalıyorum hep. dilim damağım
kuruyor. suyu bardaksız içiyorum, susuz balık besliyorum. tekinsiz tüneller
yapıyorum. en iyi bildiğimi yapıp* tekinmiş gibi gösteriyorum, kendime
tapıyorum. her şey ambalajda bitiyor. makyaj önemli. biliyorum bunu. bunu
biliyoruz. yalancı umutlarımı her gece uyumadan önce unutuyorum, ikimizden biri
uyumadan önce. biraz daha büyümeye devam edersen içimde... etmelisin. bile bile
lades bu işte. unutmazsam sessiz oluyorum beynim doymuyor. ses çıkarıyorum,
adının dört harfi ile, bir surat binbir tafra kendime. taframın taşrasında
kalıyor bütün yollar. yolda çukuru görüyorum, yine de giriyorum. çukur
girildikçe çukur çünkü. sen, her nefesimde içimi yaktıkça sensin. ben seni
unutamadıkça benim. kuyuyu görmeden ip salınmaz. kuyu derin. kuyu sessiz. kuyu
sensiz, o şarkıdaki gibi, kör.
bu güne kadar ne yaptım, içimdeki bu kör hikayenin, kör
hikayemin sonunu anlatanların, nasihat verenlerin, akıl hocalarının dudaklarını
bir bir diktim. şimdi de, seni düşünürken, sadece gözleriyle vurgulamaya
çalışıyorlar yine. ne acı. onlar için de benim için de.
"zaman, ebediyen yaşanıyor unutulunca" denmiş ya,
ne zamandır gelen geçenleri bir bir sıraya dizdim yine. yine sana bir yer
bulamadım. kendi suretimden çıkarsam yerin hazır olur sanmıştım. meğer arkalara
saklamışım her şeyi, perdelerimin arkasına kendimi saklamışım. sesimi duyuyor musun?
sana sesleniyorum. hala sağda solda bildiklerinden kalanlar var, görmezlikten
gelindiğim başkent sızılarım var. hala senden yaralar, hala geri dönebilmek
için yola döktüğüm o kabuklar. onları takip ediyorum. öğrenemedim.
öğretemediler. inat ettim, belki de umursamadım. yanlış bir yol tutturdum
kimbilir ama bırakamadım. yenildim çoğu zaman ama yansıtmadım. yine de hala
sağda solda istediklerimden izler var. hala geçmeyen yaralar. yaralarımı
gizledim bir de. yine çare bulamadım. yine basit, makul, matematiksel bir örgü
var sandım. yanılmışım. seçtiklerimi görüyor musun? tanıdık geldiler bana yine.
kafanda binbir delik ile yürümek nasıl, bir fikrin var mı? on metre önüne
bakmadan on yıl sonrayı hayal etmek nasıl bir şey? göğsünde sonsuz bir baskı
ile nefes almak? her şey bir uzak... bir yakın... bir uzak...
çektiğim bu kadar acıya rağmen hala tam karşımda hiçbir şey
bilmeden gülüyorsun.
zavallıyım.
Hiçbir resmi belgede geçmiyor bu sevildiğini bilme hakkı.
hem her ne olursa olursa olsun, her kim olursan ol, başkasının tercihi. sahip
olman başkasının elinde olan bir hak. zaten örselenmiş ab sevda uyumlulukları,
anlamı daraltılmış temel hak ve özgürlükler o kadar da umrumda değil. olsa da
lüzumsuz tavırlara engel olabilecek her şeyden vazgeçtim. şimdi siyah beyaz
rüyalardan uyanıp soyut hakkı somut sahibine teslim etme zamanı, acabalar
içinde..
yalnızlığımdan…
dedim ya hiçbir şey olmasa bile sırf, başlayıp
bitirebildiğim güzel bir hikayem olsun diye…