İnsanın içinde bulunan buruk yan hep durur oralarda bir yerlerde..
Toz kokan, nemli bir rafın en üstüne sıkıştırılmış o yıpranmış kitabın yırtık sayfaları arasındaki satırlara gizlenmiştir oysaki..
Küçük bi anda beklenmeyen bir başkalıkla gelip eski yerine konar ilk günkü gibi olan o ateşi ile..
Uzaklar yine çok yakın..
Kor gene aynı kor..
Tuz bastığımız yaralar gibi ağır ağır yanmakta..
Ne ilacı var ne merhemi.. Ne bir düşü var nede gerçeği...
Sızlar insan..
Hatırlamak için olan o iyi olan her şey yerine hatırlanan hep bi sızıdır.. Yanan bir ateş, kor olup yerleşmiş bir an..
Yine ve yeniden...
Ağız dolusu bağırmak, uzun uzun duvardaki tabloya bakarak sakinliğinde bağırışlarımı dindirmek isterdim şuan..
Sayfalarca yazmak.. Anlatmak, hiç susmamak..
Vazgeçtim...
Ben susmalıyım.. Susmak en iyisi..
Anlatacakları olan insanların yaptığını ben susarak yapmayı öğrenmeliyim.. Hep yaptığımı yine yapmalı, yine ölüm sessizliğinde boşlukta olmalıyım..
Uzaklar gene uzak olsun.. İçimdeki yakınlığı uzak edebilmek susmak aslında..
Sessizlik lütfen.. Sonsuza dek..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder