25 Ocak 2019 Cuma

Sevgili Reyhan,




"Sevgili Reyhan, kim bilir belki bu, son kez böyle Reyhan deyişimdir sana.

    Ben ne gitmeyi başarabiliyorum, ne de kalmayı. Tıpkı birini gerçekten sevmeyi başaramadığım gibi…Yazarken fark ettim de, başaramadığım ne çok şey varmış bu hayatta.

    Ben seni kaybetmekten çok seni sevmekten korktum. Sanki sana alışıp bağlanırsam, sonra böyle karanlık kötü bir şeyler olacakmış gibi hissettim hep. Hani böyle yaşlanmak gibi… Sanki dünyanın başka bir yerinde beni bekleyen bir köprü, aniden çökecekmiş gibi hissettim.

    Şimdi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki; sen bu kısa hayatımda başıma gelen en güzel şeysin. Seni defalarca kırıp döksem de, paramparça etsem de, yırtsam da, bağırsam da, çağırsam da sen beni anlamlı kılan tek şeydin. 

    Seni çok özleyeceğim Reyhan… Kocaman gözlerini, eşsiz gülümsemeni, ama en çok da keklerini ve böreklerini özleyeceğim herhalde. 

    Sana beni bekle diyemem, ama ben beklediğine inandıracağım kendimi… Çünkü bir nedene ihtiyacı vardır ya insanın yaşamak için, o da benim umudum olsun.  Hani bir keresinde söylemiştim ya sana: “Korkma, umuda bin kurşun sıksa da ölüm; umuda kurşun işlemez gülüm.” 

    Hoşçakal Reyhan… Hoşçakal sevgilim… Hoşçakal göğsümün gümüşten gülüşü…

    Hoşçakal…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !