11 Ağustos 2012 Cumartesi

Bazen gerçekten görmemezlikten gelmem yararıma olmuyor..  
Hele ki karşımdaki için.. İma etmediğim hiç bir söz, davranış yokken üstelik..  
Kırıcı oluyorum.. İnsanları kırıyorum..  
Belkide fazla dürüst yalancılardanım..  
Bu kadarı bana bile fazla..  
Kendime çok fazla.. Çok...
Neden farklıyım.. 

Farklı olmak istemiyorum.. 
Herkes gibi düşünüp, herkes gibi anlamak istiyorum herşeyi..
Neden bu kadar zorum
...

8 Ağustos 2012 Çarşamba

Alıngan(lığım)


Bazı bazı geliyor aklıma.. Geçmişim, yaşadıklarım.. Geride bıraktığım yaşanmışlıklarım, insanlarım.. 
Alınıyorum hatırladıkça.. Hatırladıkça bazen silememekten yakınıyorum silinmesi gerekenleri.. Sildiklerimeyse, alınıyorum.. Yas tutuyorum bir kaç dakkika... 
Bu aralar fazla alınganım...

7 Ağustos 2012 Salı

Sevgi

"En akıllımız bile Sevgi'nin ağır yükü altında ezilir; ama gerçekte Sevgi, Lübnan'dan esen okşayıcı meltem kadar hafiftir. Özgürlük, leziz yemeklerinden ve bereketli şarabından sunmak için çağırır sofrasına bizi; ama biz de sofraya oturur oturmaz tıkanırcasına yeriz önümüze konulanları. Doğa, hoşgeldin diyen kollarıyla uzanır bize ve onun kadınsı güzelliğinden haz almaya çağırır bizi; ama biz onun sükunetinden ürker, kalabalık kentlere akın ederiz ve orada tıpkı vahşi bir kurdun önünden kaçışan koyunlar gibi birbirimizi sıkıştırarak yaşarız''.

HALİL CİBRAN
 
 

5 Ağustos 2012 Pazar

Mutluluk ..

Mutluluk daima yakınımızdadır, yakalamak için çoğu zaman elimizi uzatmak yeter. (George Sand)
 
Belki de minicik bir göz yaşı... Belki de küçük bir gülücük.. Belki de hoş bir melodi... Belki de güzel bir yemek.. Belki de sadece bir ses... Dalgalar, ılık ılık esen rüzgar, umut/suzluk, bir dost, uzun bir yürüyüş... Aynalar, fotoğraf çekmek, yine yine çekmek... Bakıpta görememek, gördüğünüyse görmezden gelmek... Susmak, hiç duraksız bağırarak heyecanla, öfkeyle anlatmak, anlatmak hiç susmamak... Keşkeler, iyikiler, bilmiyorumlar, bazenler ve öyle işteler.
 
                                          Belki de sadece hiç..
 

30 Temmuz 2012 Pazartesi

"Di tabi ki di" :D



Eğlenirken dozunu kaçırmamak gerek.. Nedense bu ayarı hiç tutturamıyorum.. :)
Sanıyorum ki buna sebep olanda ferah ve rahatlık hissi.. 
Relax olup kaçırabildiğiniz kadar kaçırmak gerekir ama dimi.. 
"Di" bence.. :)

28 Temmuz 2012 Cumartesi


Bazen çaresizmişim gibi geliyor. Kendimi tek başıma olmaya iten benim. Bir "ben" ile bir gün.. Ve hergün...

27 Temmuz 2012 Cuma

Önem-li-mi-sin?


Birileri için önemli olmayı ister her insan. Önemli olduğunu hissetmek, değerli olmak, önemsenmek ister. Böyle dile getirdiğimde farklı anlamlar geliyor. İlk önce akla gelenlerden. Ama benim kastım gerçekten farklı birşey.
Bir anne için evladı değerlidir, önemlidir ve onu sonsuz bir sevgiyle sever. Bunu her daim hissettirir. Yada işinizde başarılısınız, fikirlerinizin önemsendiğini gördüğünüzde bu sizi daha mutlu eder ve hırsla işinize dahada sarılırsınız. Bunlar ilk akla gelenler değilmidir hep. 

Neyi deşmaya çalışıyor aklım, kalbim bilmiyorum ama doğum günüm yaklaştıkça içime düşen bir şeyin peşinde olduğunu anlamam zor değil. 

Önemsemem kutlamaları aslında ama insan yinede hatırlanmak ister. Kuru bir gülümseme sıcak bir sesle dile gelen kısa bir dilek, uzaktan yazılmış klasik bir cümleylede olsa bir mesaj... İnsan bekliyor biri(leri) için önemli olmayı. Önemsenmeyi ve hatırlanmayı... 
Bu yüzden önemsediğim herkesin, onlar için önemli günlerini kutlarım. Hatırlarım...

Hatırlayın önemliyse sizin için. Hayat kısa, küslüklere sessizliklere yüklenemeyecek kadar hemde.. Hızla akıyor zaman, hızla bitiyor insan  ömrü.. Hızla tüketiyoruz herşeyi. Sevgi, saygı, aşk hak getire...

Hatta şuan yapın bunu, küs olduğunuz dostunuzu arayın özel gün onu hatırladığınız gündür bence yıl dönümleri değil... Sevgilinizi, eşinizi, dostunuzu arayın.. Bir kelime, bir cümle tebessümle dile getirin..  
Belkide aramanızı bekliyordur... Kimbilir...

Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !