15 Aralık 2012 Cumartesi

ÖZLEDİM GALİBA..

ÖZLEDİM GALİBA..
SIMSIKI SARILMAYI.. YAPMACIK OLMAYAN KISACIK BİR " AN'I  " !!!
ÖZLEDİM.. ÇOK ÖZLEDİM...

14 Aralık 2012 Cuma

İNANMAYI KESMELİYİM...

Kalıcı olanlar adına...

Güzel bir müzik eşliğinde loş ışıkta odamda oturup ders çalışmak yerine uykum gelene kadar yazmabilmek adına...

Benim adına...

___

Bir kaç adım sadece.. 
Bir insanın hayatında bambaşka biri oluvermenizi sağlar... Bu kişi siz dahi olmasanız öyle bir inanırsınız ki, öyle bir inandırırsınız ki o olduğunuza, içerlerden bir yerde olmadığınızı inkar eden sesi duymaz olursunuz...
Arasıra hatırlarsınız esas benliğinizi..
Biraz kafanız karışır duraksar, bazende "o değilde" "ben buyum" diye anlatmaya çabalarsınız.. 
Size kimse inanmaz..
--Kendiniz bile inanmakta güçlük çekerken başkalarının inanması zaten saçma olurdu diymi... --
Öylece bırakıverirsiniz herşeyi...
Bazende iyidir olmadığınız biri gibi olmak... Daha  güçlü, daha katısnızdır... Daha rahat, daha umursamaz...
Gereksiz bir düşü yaşayan... Sonra onu yırtıp atacak kadar acımasızsınızdır... Acımazsınız kendinize... 
Düşlerinize inanmazsınız.. Yalandan riske girer ama aslında girmezsiniz.. Kendinizi kandırabilirsiniz işte böyle başka biri gibi olmak..< İnsan kendini kandırabilirmi ? >
Anlatsamda anlamazki zaten kimse...
Desem "ben buyum" ...
İnanmıyorlar... Dostlarım ve ailem dışında kimse inanmıyor "o değilde" "ben buyum" dediğimde...
 
İnsanların kaç tane maskesi vardır.. 
Ben benimkini hiç sayamadım...
Var olan ben dışında, var olmayan ben'ler ile savrulup gidiyorum bu denizde...
Sürekli değişen , kıyıya vururken beraberinde taşlarımı etrafa saçarak, köpük küpük olmuş sahilde ayak izlerimi silerek ilerliyorum... 
Güneş bazen yakar, upuzun saçlarımı savuran rüzgarda içimin ürpermesine neden olur... 
Yüzümde güneşin izleri, tenimde ılık bir esinti, savurduğum taşlarımın ayaklarımda bıraktığı acı ile yürürüm öylece.. 
Silinmiş ayak izlerimi teker teker yerleştirerek birer adım ötesine...
Kıyıya vurup silemeyeyim diye... Silemesinler diye... 

Takılıp kalmalı aklım tek bir noktada..
O zamana dek yürümeliyim kıyıya vuran köpükleri içinde...
Ben bileyim kimim, neyim, neciyim... Nereden geldim, nereye gitmek istemekteyim..
Uzun uzun seyretmeliyim yaşamımı.. Ufak adımlara geçene kadar uzunca bir süre bakabilmeliyim...
Ve İNANMAYI KESMELİYİM...
Ve HAYALSİZ, DÜŞSÜZ seyretmeliyim yaşamın kırıntıları arasından herkesi...
Ve BIRAKMALIYIM ... ... ...

Ağırlaşan göz kapaklarımı teslim etmeliyim bu gecede, tek alımlı ve süslü sessizliğe...
Uyku tatlıdır.. Bazen insanın ağzına bir kaşık bal çalar..
Bu gecede öyle yapsın.. 
Ama benim ki zencefilli, kokulu olsun bal'ım...
Huzula... Sağlıcakla kalın...
Mutlu, umutlu uykular dilerim...



10 Aralık 2012 Pazartesi

Nazar'lığım.. =)




Gittiğim yerde, gezdiğim sokaklarda güzel ayrıntılar arar gözüm hep..
Tıpkı  bu nazarlık gibi.. Bir evin kapısının üzerinde asılıydı..
Nazar'a inanırmısınız benim gibi sizde.. 
Ben sanıyorum ki çok inananlardanım.. 
Bu sebeple bu Nazarlığın beni tüüüm nazarlardan koruması adına çektim..
Huzurlu, güzel rüyalar dilerim.. :)

Sessiz Gemi

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki,giden sevgililer dönmeyecekler.

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.

Yahya Kemal Beyatlı

Sezen Aksu '' Sarı Odalar ''



Tek söz etmek gerekmez bu şarkıya... Sadece dinlemek gerek..

İzmir iste .. Yagmur sonrası rengarenk bir görüntü ;)) gökkuşağınınsonunda bekleyen bir kova altın :))

9 Aralık 2012 Pazar

İyi Geceler KIRMIZI BİSİKLETİM...



Benim küçükken kırmızı bir bisikletim vardı..
Dünyanın tüm gücünün bende olduğunu hissettiren.. 
Hızla akıp giden kaldırımlı sokaklarda, var gücümle pedallarını çevirdiğim bir bisiklet..
Saçlarımı esen rüzgarla hızla savuran kırmızı, kıpkırmızı.. Kanım kadar, kızıl güneş kadar kırmızı..
Bir kız çocuğu gibi narin, bir erkek gibi sert mağrur.. 
Ama kırılgan..
Başı hep dimdik..
Sagdık ve dürüst..
Dili yok.. Bakışları var.. Parlayan bir teni, haykırıcasına burada olduğunu dile getiren coşkusu olan kırmızı bir bisiklet..
Çocukluğum var o bisiklette.. Her tekerlek dönüşünde, akıp gitmiş olan her sokakta...
Çocukluğumu taşımış olan bir bisiklet o..
Gecelerce rüyalarımda gögü arşınladığım, semaya çıkıp keyifle kadeh tokuşturduğum..
"Çocuktum.. Çocukluktun sen.."
Yaşanmamış vakitlerimiz, belkide hiç bitmeyen saatlerimiz olan kırmızı kıpkırmızı bir bisikletti o..
Şimdilerde bir bodrum katında kilitlisindir.. Belkide çoktan yitirip gitmişsindir kendini...
Olmasada tekerleğini çeviremesemde o göğü arşınladığım pedallarını bilirimki yanıp tutuşursun bırakıp gittğim çocukluğum için.. Geri dönmek için.. Hızla var gücünle tekrar geçebilmek için o sokaklardan, caddelerden..
Selamlamak istersin bakkal Kemal'i, kuaför Leyla'yı, kahve ahalini, sokağın tüm sakinlerini..
Görmek istersin tekrar tekrar herkesi...
Özenle boyanıp yepyeni olmak istersin.. Nispet yapıp diğerlerine en büyük güzelliğinle mağrurlu süzülürsün...
Geçip gidersin.. Ben hiç ölmedim dersin...
Başka çocukların rüyalarına dahil olmak istersin bilirim.. Coşkunu senelerde geçse yitirmezsin..
Eskimezsin..
Çocukluk eskir mi hiç.. Çocuk hep çocuktur senin için... 

Mağrurdur o...
Sabırlıdır...
Seviyordur..
Bir o kadarda seviliyordur..
Bakıldığında kocaman bir ARZU'dur..
İçindeki ATEŞ'tir.
Gelmiş, varmış, görmüş ve bitmiştir..
Terk edilmiş, kenarı atılmıştır...
Unutulmuştur..
Acıtmışlardır, canını yaka yaka önemsiz hisettirilmiştir..

O benim KIRMIZI BİSİKLETİM'dir..
O beni, benim çocukluğumu hiç terk etmemiştir...
Ta yüreğimin en derinin , en güzel yerinin Gam Teli'dir...

Sizin gam teliniz Nerelerdedir... Düşündünüz mü hiç..
Sordunuz mu kendinize, kaç sene oldu unutalı bir çok şeyi...

---    Not:Galiba uykum geldi.. =)   ---

Unutmamak adına hitaben derim ki, sımsıkı yumayım göz kapaklarımı.. 
Gam Teli'me kavuşayım.. 
Uçsuz bucaksız çayırlar olsun bu sefer; hüzün çökmüş yorgun sokakların dışında bir yer olsun.. Upuzun bir gün, sıcacık bir tebessümle gülümsesin bir gelin gibi Güneş, en tatlı haliyle Ay..
Hızla çevireyim pedalları, ılık ılık esen rüzgarla mırldanayım yine o şarkıyı... 
Hiç bitmesin bu ey çocuk!
Bitirme kendini...
Gitme kırmızı bisikletim.. 
Sende terk etme...
Olduğu gibi kalabilmekse herşey, olduğu gibi kalabilmemin şerefine.. 
Kaldır sonsuzluğa kadehi...
Mutlu, huzurlu bir uykuya bırakıver sen ve beni...
İyi geceler benim çocukluğum, 
iyi geceler KIRMIZI BİSİKLETİM...
t.a.

Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !