9 Ekim 2013 Çarşamba

Velhasıl-ı Kelam

Son zamanlarda hem iş hem özel haytımda çok stersli zamanlar geçiriyorum...
Eskiden aile içinde sorunlarım hiç bitmezken şimdilerde çevremdeki sorunlarla debeleniyorum.. 
Kalbim yine gereğinden fazla hızlı çarpıyor ve gene sandalyemin arkasına yaslanmadan oturmaya başladım.. Hızlı hareketlerle yetişmek ister gibiyim herşeye.. 
Çabuk geçsin diye uğraşıyorum..
Nedensiz hemde.. 
Gerçi nedenim çokta görmek ve işitmek istemiyorum hepsi o.. Yok sayıyorum ama ne zaman kadar bilmem.. Herşey gibi bilmiyorum bunuda işte...
Bir yandan yeni çevreler edinme peşindeyim.. 
Diğer yanda hayal kırıklıklarım... Hayal kırklarım iyice çoğaldı ki sorma gitsin..
Değer vermemek en doğru belki ama ben bunsuz yapamam ki..
Aranılan birimiyim dersen esasen öyle görünüyorum fakat değilim.. Bazen telefonumun sessizliğinden birgünde çalığ durması bana batıyor..
Kırılanlarımı bulamıyorum artık düştükleri yerlerden..
Birleştirdiğim parçaların aralarındaki boşluklar iyice çoğaldı..
Şunu çok daha iyi anladım.. Bana benden başka kimse dost olmazmış.. Olamazmış değil olmazmış..
Çok yanlış biriyim belkide.. Bilemiyorum.. Bende olsam bende benim gibi birine böyle davranırdım belkide de.. Kimbilir..
Yoruldum.. 
Sabrımı yitirdim..
Neşelerim yapmacık artık..
Çalan telefonlarıma yanıt vermekten çok kapatmayı yeğeliyorum..
Kullanılmışlık, küçük düşürülmüşlük hissini atamıyorum son zamanlardan üstümden..
Hayat acımasız değil... Derim ya hep..
Hayatı acımasız yapan biziz biz.. İnsanlar.. Çıkarlar.. 
Öyle işte.. 
Bir avuç huzura büyük bir kepçe ihanet oldu da bitti..
Haydi şimdilik eyvallah... Bir sonrakine kadar...


28 Eylül 2013 Cumartesi

Bazen Tahhütlü Gelir, Almadım Diyemezsin !


Bazen sadece susarsın.. Görmezsin..
Bazen sadece gözlerini yumup dilersin... Öylece dinlersin...



17 Eylül 2013 Salı

Okumasanızda olur .. ! Okumuyorsunuz zaten .. ! Yanlış mı ?




Haydi sil yeni baştan..
İlkokuldayken bir müzik öğretmenimiz vardır.. Şarkıyı söyletir veya çaldırdığı fülütten istediği gibi olmadığında ve bittiğinde hiç ses etmeden hafifçe elini başına iki üç kez toz silker gibi vururdu.. Bu "baştan" demek olurdu ve biz tekrar baştan komut ile başlardık çalmaya yada söylemeye..
Hayattada yapıyorum bunu.. 
Hafifçe elimi başıma vurup "hadi bakalım yeni baştan" diyip, yine başlıyorum...
Duygularımı ifade etmekte güçlük çekerim aslında .. Her ne kadar burada yazsam bile ara sıra..
Çok saçma sapan biriyim.. 
Hayatım çoktan o sapaklardan döndü öyle karma karşık saçma bi hal aldı..
Ne yapsamda aklımın içindekileri kontrol edemiyorum.. Adapte olamıyorum..
Nefret ediyorum bu durumdan..
Ara sıra edindiğim desteğe başvurmamak için kendimi zor tutuyorum.. En azından bu durumda nötrleştiriyor beni..
Sadece.. 
Sadece insanın sevip, değer verdiği biri insanın canını çok yakabilirmiş.. En kötüsüde hep dediğim gibi karşı tarafın UMRUNDA bile olmamanızdır .. !
Salla gitsin denebilir , ama uygulaması mümkünlükler mertebesinde değildir..
Alfabede adımın baş harfi hep sonlarda olduğu gibi, hayattada sonlarda olmaya bir gün alışacağım.. 
Bir gün...

12 Eylül 2013 Perşembe

Fazla Düşünmek Gereksiz Hüzün Yapar !



Son zamanlarda kendimle ne çok başbaşayım nede yanımda biri var..
Öyle bir ekrandan izlercesine hızlı bir şekilde akıp geçiriyorum zamanı.. Düşünmemeye, konuşmamaya, duymamazlığa ve anlamamazlığa veriyorum kendimi.. 

"Güzel tamam, herşey bitti.. Boşver sen varsın, sen kendine yetersin.. Başka kimseye ihtiyacın yok bi sen varsan yetersin işte herşeye.."

Diye, diye durumu bu hale getirdim.. Blog okumaz oldum, kitaplarım toz kapladı bir satır bile okumuyorum.. Aptal bir şekilde oyun oynuyorum telefonda, o bu ne yapmış diye deli gibi geziyorum sosyal paylaşım sitelerinde..
Her sabah açıp iki satır haber okuyup sinir kat sayımı yükseltip kapatıyorum büyük bir hınç dolu arzuyla.. Evde haber izleyemez oldum mesela bu yüzden.. Sinirliyim bu aralar çok sinirli.. Herşeye kızıp söylenip bağırıp çağırıyorum.. Troit hastalığına bağlıyıp onu suçluyorum hep.. Ama ondan değil ki biliyorum ben.. 

Yazmakta kar etmiyor.. Saatlerce kafamın içinde konuşup sürekli yazıyorum ama satırlara dökemiyorum yine.. Oturdum mu başına yazamıyorum.. Cümleler kilitleniyor kafamın içindeki ben susuyor..
Ağlamak istiyorum sürekli, sonra bi bakıyorum saçma sapan gülüyorum.. Hoş ağlamak istesem bile ağlayamıyorum..  Bi ağlasam rahatlayacağım ama olmuyor işte..

Bi yerlerde acıyan bi yerlerim var ama bulamıyorum bir türlü.. Susuyor çünkü.. Derin bir sesizlik içinde öylece izliyor.. Debelenmiyor, çığlık atmıyor, tırmalamıyor o kısacık tırnaklarıyla.. Duymamı istemiyor gibi..

Bide neyi fark ettim.. Son sıralar mutluluklarımı yazmaz olmuşum.. Hep içimdeki kasvet var burada.. 

Ya Blog'um görüyormusun seni de yıpratmaya çalışıyorum anlaşılan..
Herşey için yaptığım en başta kendime yaptıklarım gibi.. Bana yaptıkları gibi..

Neyse; en azından son cümlem hoş bitsin di mi ? :)

Aydınlık güzel bir İzmir gününden selamlıyorum seni.. Cennetimden selam olsun herkese...
Mutlu günler...

Not: Başlıkta doktorların sitelerinde olur ya hani hastalıklar için işin özünü anlatmaya yarayan  başlıklar, işte onlar gibi oldu bu başlık.. Oysa ki ben başlıkları böyle seçmem.. Hatta başlık koyamam, ne bitişe ne başlangıça.. Başlık sıkıntısı yaşıyorum.. Acaba o sitelerde bunla ilgilide çözümler varmıdır ? =)

3 Eylül 2013 Salı

Zordur İşte !




Kelimelerim düğümlendi boğazımda ..
Bu sefer kaybetme korkusu düştü içime..
Elden ne gelir ki.. Elimden ne gelir ki..
Bazen öylece bakıp ağlayamamak ne zordur hep omuzunu ıslattığın bir omuzun karşısında..
Erken evlenenlere kızmayacağım artık.. Erkenden ebevyn olmalarınada kızmayacağım..
En güzelini yapıyorlar.. 
Evlatları belki bunu hiçbir zaman anlamayacaklar ama güzel onlar için.. Çok daha güzel..
Hayatı pamuk ipliğine bağlı yaşıyorum istemsiz..
Ama mevzu ben değilim..
Keşke öyle olsa.. Bazen keşke...

2 Eylül 2013 Pazartesi

Vakit Eylül vaktidir..



Eylül zamanı vardır.. 
Vakit Eylül vaktidir..
Yaşanması gereken içi kıpırpır lakin hüzünlü bir ay.. 
Seneler geçtikçe her günü her ayı ve her mevsimi tek tek yaşıyoruz.. Bu ay beni hiç yormaz.. Yorgundur aslında bu ay.. Yorar insanı hırpalar..
Bir yığın yük bindirmiştir omuzlara.. Bir türlü tutamadığımız o zaman var ya dayanmıştır yine kapıya..
Kış zordur ben gibiler için..
Neşelenmek için, güneş isteyen sıcak isteyen herşeyi unutabilme adına, herşeyi düzeltme adına dışarılarda olmaya ihtiyacıolan ben gibi biri için.. Zordur bu ay zor.. 
Her bitişin başlagıcı ise Nisan, bitişidir Eylül'de aslında..
Hani derler "Ayrılıklar ayıdır" diye.. 
Galiba öyle..
Gerçi bu ay benim için bir başlangıç oldu.. 
Kapalı bir kapıyı açtım..
Şimdi sadece bekleme vakti vakit..
Eylül güzeldir güzel...
Mutluluklar olsun..

Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !