Her gece aklımda sabahlıyorsunuz, sahi siz ne iş yapıyorsunuz?
İnsan yalnızlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İnsan yalnızlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
13 Haziran 2014 Cuma
Her gece aklımda sabahlıyorsunuz, sahi siz ne iş yapıyorsunuz?
Kafamdaki To(z)prak:
ama,
ama doğru durakta,
Ama Güzel Olan.. :),
bağırmak istiyorum,
Beni güzel hatırla,
bırakmak kolay,
hiç,
hüzün,
İnsan yalnızlığı,
saçma sapan bunlar
16 Eylül 2013 Pazartesi
Günaydın, dışları gülen kalpleri ağlayan arkadaşlarım..
Kafamdaki To(z)prak:
Boşverin gitsin,
Günaydın,
İnsan yalnızlığı,
saçma,
saçma sapan bunlar,
yalnız
30 Aralık 2012 Pazar
"Sarı Sonbahar"
Uzakta, gökyözünün yeryüzü ile birleştiği noktada bekliyor olacaktın beni..
Bir bahar günü..
Seni bulduğumun aksine bir bahar günü olacaktı...
Gittiğin gün gibi, bir bahar günü..
Buram buran sen kokacaktı her yer..
Penceremden gördüğüm dağların ardından el sallayacaktı içime kadar işleyen rüzgar..
Rüzgarla gelecektin yine bana..
Bu sefer ılık, yumuşacık bir esintiyle içime huzuru işleyecekti..
Sanki hiç gitmemiş, hiç bitmemiş olacaktık..
Sonsuz huzurla gelecektin bana...
Derin uykumdan uyandırıp, mırıldanacaktı ağaçlar gelişini .. Kutlayacaklardı beni.. Bizi..
En güzel giysisini giyecekti, "sarı sonbaharı"..
Saçlarımı uçuşturacaktı dökülmüş yapraklar ile beraber...
Orada durup öylece seyredecektin ya hani beni..
Sımsıkı saracaktın..
Böyle gelecektin ya bana...
Göçmen kuşlarlarla uğurlayacaktın insan yalnızlığımı..
Senden önce geleceklerdi bana.. Bilecektim ya ben hep..
Erken açan çiçeklerle, yüzüme değen yağmur damlalarıyla gelecektin..
Gelecektin birgün.. Belki bugün.. Belki yarın...
Ama gelecektin..
Sen gideli çok bahar geldi ama sen gelmedin..
Hiçbir bahar sen kokmadı..
Rüzgar alabildiğine sert, alabildiğine ürkütücü..
Göçmen kuşlar dağların ardından öylece geçip gittiler.."Durun" diyemedim..
Ağaçlar sosuz sessizliklerine bürünüp tüm yapraklarını döktüler.. Savurdular herşeyi, sildiler bütün beklenişi, sevinci... Kurumuş, sararmış yapraklarda terkedip gittiler beni..
Rüzgar çiçeklerimi de öldürdü.. Boyunları büküldü tutunamadılar yaşama, direnemediler nefes almaya... Pes ettiler bu hazin soğuğa..
Tutamadım hiçbirini..
Bir tek bana kalan "insan yalnızlığım.."
Hep bende ve hep benimle olacak tek şey..
Bana gelecektin ya hani..
Gelmedin.. Ne sarı sonbaharda nede kışta..
Bekliyor olacağım seni..
Küçük tahta bir kulubede, çatısı aksada, penceresi kapanmasada...
Kapısı hep açık, ışığı hep yanan o kulubede...
Her daim yanacak şöminesi, tütecek bacasında dumanı..
Göçmen kuşlar bilecek ben ordayım..
Haber edecekler beni sana..
Diyecekler ki; hep oradaydı.. Orada kaldı..
Ola ki bir gün gelirde bulamaz isen, bilki sonsuz huzura sensiz gittim..
Bulma umudu ile..
Belki.. Belki oradasındır diye..
Gelememişsindir, haber gönderememişsindir diye ben sana geldim en güzel elbisem "sarı sonbahar" ile..
t.a.__
Geç kalınmış bir "Son Bahar" yazısıdır.. Nacizane içimden geçenler, hataları ile..
Güzel bir gece diliyorum.. Sonbahar kadar sarı, yumuşacık, iliklerinize kadar işleyen esintisi ile.. Huzuru ile..
Mutlu rüyalar..
Kafamdaki To(z)prak:
ağaçlar,
gelmedin,
İnsan yalnızlığı,
kuşlar,
sessizlik,
son bahar,
ufkun ötesinde
29 Ağustos 2012 Çarşamba
Belkide 'O' dur !
Sessiz adımlarla yaklaştı..
Banka O'nun yanına oturdu..
Karşıda dalıp gittiği boşluğu seyretmeye başladı, O'nun gibi..
"Ne hissediyordu, hangi hayallere dalmıştı..
Saatlerdir öylece izliyordu sadece..
Belki hiç gidemediği yerlerde şuan..
Söyleyemediği kelimeler, hiç duymadığı şarkılarda belki..
Belki de kimsesiz..
Yokluğun içinde kaybolmuş bir hiç..
Belkide kocaman kalabalık bir yerde..
Çocuk sesleri, kahkaların arasında sevdiği insanlarla belkide...
Belki bir hastahane koridorunda..
Elinde bir kağıt, diğer yanında toparlayamadığı duygularında..
Yapıp yapmama arasında bir yerlerde belki de..
Sonunu düşünmeden yapamadığı herşey gibi, sıkışıp kalmış düşüncelere..
Akıp giden cadde de yetişmeye çalışmakta gitmekte olduğu bilinmezliğe, belki de orada...
Anlamlandıramadığı herşeyin içinde..
Belki de koca bir okyanusda..
Kıyıya vuran dalgaların sesinde..
Küçücük bir çakıl taşı belki de.. Milyonlarca taşın arasında bulunmayı bekleyen parlak bembeyaz bir taş..
Küçük bir kuştur belki de.. Özgürlüğe kanat çırpan.. Küçücük bedenine rağmen hayata meydan okuyarak göğe doğru kanatlarını var gücüyle çırpan..
Kırık dökük bir sokak lambasının loş aydınlığında.. Kendi gölgesinde gördüğü izlerde..
Sonu görünmeyen loş bir sokakta.. Gece kuşlarının sesleri eşliğinde uzun bir bekleyişte...
Uzun bir gecenin bitmek bilmeyen rüzgarında.. Estikçe içini ürperten korkularında.. Cama hızla vuran 'O' seste..
Belki de sadece tek bir
yerde.. O'nun yanında.. Tüm dünya sadece 'O' belki de.. O'da onun içinde
ufak bir inci.. Çıkmaya çalıştıkça daha çok dolanan, daha derinlere
düştüğü bir yerde..
Belki de... Belki...
Nerdesin sen ey gizemli..
Her nerdeysen, belki.... Belki... Yanıbaşındayım(dır) belki..."
t.a.
Kafamdaki To(z)prak:
bağırmak istiyorum,
belki,
belkide,
İnsan yalnızlığı,
özlem,
özlemek,
özlemek suç olmalı,
yalnızlık
16 Haziran 2012 Cumartesi
'İnsan Yalnızlığı?'
Sadece yazmak 'hep' iyi gelse keşke.. Bazen anlatmak istiyorum tanıdığım, tanımadığım herkese...
Uzun zamandır duygusuzca yaşıyormuşum. Şarkıların bile bir anlamı yokmuş. Duyduğum sadece yalnızlığı, sessizliği bozmakmış.
En kötüsüde "insan yalnızlığıymış."
Müziğimin notalarının bile yetersiz, yersiz ve boş kaldığı "insan yalnızlığım"...
Körmüşüm. İnce bir perde varmış gözlerimin önünde.
Sesimde, her soluğumda içime çektiğim duyarsızlıkmış...
Hepsini kapalı anlık hislerle dolu boş bir kafese, içime almışım..
Bu kafese sıkışıp kalmışım. Farkında olmadan.
Muhabbet kuşlarına şeker vermezler çünkü kör olabilme ihtimalleri vardır derler...
Büyük bir keyifle yerken yavaş yavaş kör olurlarmış...
Tıpkı kuşlar gibi kör olmuşum... Fazlası zarar... O'nsuzluksa manasız...
Bazen gerçekten yetmiyor... Odamın içinde yankılanan müziğin, cama değen dalın sesi...
İnsan yalnızlığımı bitiremiyor...
Kafamdaki To(z)prak:
İnsan yalnızlığı,
yalnız,
yalnızlık
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)