ufkun ötesinde etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ufkun ötesinde etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Haziran 2014 Cuma

ANLAMSIZLIK.

Geride bırakılmış hissi; tuhaf çok tuhaf..
Gözleriniz yanıyor, kalbiniz sanki burnunuzda atıyor gibi sızlıyor.. Ürperiyorsunuz.. Vucudunuzda bulunan her tüye kadar hareket ediyor hücreleriniz.. 
Başınız, başınız hep dumanlı oluyor.. 
Hani takılma derler ya takılmıyorsunuz sadece nedenini düşünyorsunuz..
Neden bunlar bana yapıldı
Neden farklı olamadı
Herkes çok şanslı iken neden olmadı ben o şansı hak etmiyormuyum?
Mutluluk suç mu?
Neden düşler hep rüyalarda?
Uçuşan toz zerrecikleri kadar bile mutlu olamamışken onca zaman neden.. 
Zihnimdeki herşeyi öldürmüş, katilini hapsedip huzurla uyuyacakken hala nefes çekimi kadar yakın, sıcaklığı ensemde.. 
Çok yakında, uzansam erişecek gibiyim ama milyarlarca yılın içine hapsolmuş bir silüette.. 
Neden herşey bu kadar film karesi edasında..
Karmaşık olan hayatın kendisi değil, karışıklığa neden olan anlamsız hayaller...
Hayatın tek suçu; susmak!
Hayatta tek suçum; hayal edebilmek..
Bu yazıda ki saçma olan herşey çok ama çok anlamsız, sapanıylada saçmasıylada duygusuzca yazılmış her satırı işte anlamsız, çok anlamsız..

30 Aralık 2012 Pazar

"Sarı Sonbahar"




Uzakta, gökyözünün yeryüzü ile birleştiği noktada bekliyor olacaktın beni..
Bir bahar günü..  
Seni bulduğumun aksine bir bahar günü olacaktı... 
Gittiğin gün gibi, bir bahar günü..
Buram buran sen kokacaktı her yer..
Penceremden gördüğüm dağların ardından el sallayacaktı içime kadar işleyen rüzgar..
Rüzgarla gelecektin yine bana..
Bu sefer ılık, yumuşacık bir esintiyle içime huzuru işleyecekti..
Sanki hiç gitmemiş, hiç bitmemiş olacaktık..
Sonsuz huzurla gelecektin bana...
Derin uykumdan uyandırıp, mırıldanacaktı ağaçlar gelişini .. Kutlayacaklardı beni.. Bizi..
En güzel giysisini giyecekti, "sarı sonbaharı"..
Saçlarımı uçuşturacaktı dökülmüş yapraklar ile beraber... 
Orada durup öylece seyredecektin ya hani beni..
Sımsıkı saracaktın..
Böyle gelecektin ya bana...
Göçmen kuşlarlarla uğurlayacaktın insan yalnızlığımı..
Senden önce geleceklerdi bana.. Bilecektim ya ben hep..
Erken açan çiçeklerle, yüzüme değen yağmur damlalarıyla gelecektin..
Gelecektin birgün.. Belki bugün.. Belki yarın...
Ama gelecektin.. 
Sen gideli çok bahar geldi ama sen gelmedin.. 
Hiçbir bahar sen kokmadı..
Rüzgar alabildiğine sert, alabildiğine ürkütücü..
Göçmen kuşlar dağların ardından öylece geçip gittiler.."Durun" diyemedim..
Ağaçlar sosuz sessizliklerine bürünüp tüm yapraklarını döktüler.. Savurdular herşeyi, sildiler bütün beklenişi, sevinci... Kurumuş, sararmış yapraklarda terkedip gittiler beni..
Rüzgar çiçeklerimi de öldürdü.. Boyunları büküldü tutunamadılar yaşama, direnemediler nefes almaya... Pes ettiler bu hazin soğuğa..
Tutamadım hiçbirini..
Bir tek bana kalan "insan yalnızlığım.."
Hep bende ve hep benimle olacak tek şey..
Bana gelecektin ya hani..
Gelmedin.. Ne sarı sonbaharda nede kışta.. 

Bekliyor olacağım seni..
Küçük tahta bir kulubede, çatısı aksada, penceresi kapanmasada...
Kapısı hep açık, ışığı hep yanan o kulubede...
Her daim yanacak şöminesi, tütecek bacasında dumanı..
Göçmen kuşlar bilecek ben ordayım..
Haber edecekler beni sana..
Diyecekler ki; hep oradaydı.. Orada kaldı..
Ola ki bir gün gelirde bulamaz isen, bilki sonsuz huzura sensiz gittim..
Bulma umudu ile..
Belki.. Belki oradasındır diye..
Gelememişsindir, haber gönderememişsindir diye ben sana geldim en güzel elbisem "sarı sonbahar" ile..
t.a.
__

Geç kalınmış bir "Son Bahar" yazısıdır.. Nacizane içimden geçenler, hataları ile..
Güzel bir gece diliyorum.. Sonbahar kadar sarı, yumuşacık, iliklerinize kadar işleyen esintisi ile.. Huzuru ile.. 
Mutlu rüyalar..

Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !