10 Haziran 2012 Pazar

ERTELEMEYİN HAYATINIZI


Henüz 20li yaşlarındayım ve her geçen gün daha çok yorgun oluyorum. Saatlerce yaptığım alışverişler, geziler, yürüyüşler bu kadar yormazdı beni. Yaşlanıyorum. 
Her geçen saatte ve dakikalarda bomboş yaşıyor gibiyim. Üstüne üstelikte YAŞLANIYORUM.
Beni üzense belli bir noktaya geldiğinizde deyimi yerindeyse "standart yaşam" ı devam ettirmek. Hiç bir şey katmadan, yarım kalmış işleri bitirmeden yaşamak. İstekler için hep sonra diyerek geçip gitmek. Çok talihsizlik.
Doğarsınız, ilk sözcükler, ilk diş, ilk adımlar... Okula başlar uzun bir eğitim süreci startını verirsiniz.. Dersler, ödevler, her sabah binbir zorlukla uyanıp okulda olabilmek için bir telaş içinde devam eder.. 
Büyürsünüz. Bu telaş hiç bitmez. 
Üniversite biter. Gerçi daha bitmeden endişe başlar. Ya iyi bir iş olmazsa?
Bir şekilde onuda bulursunuz. Yavaş yavaş  birikiminiz olur. Yapmak zorundasınız çünkü. Böyle tembihlendiniz, böyle öğrendiniz... Olması gerekendir.

Geleceği planlarsınız. 
Sevdiğiniz, elini sımsıkı tuttuğunuz bir insan varsa eğer bu durumda sıra başka bir aşamaya gelmiştir. Deyimi yerindeyse "DÜNYA EVİ". 
Evlenmeniz gerekir. 
Çünkü herkes böyle yapar. 
Eğer geçmişinizden gelen hali hazırda elini tuttuğunuz bir sevgiliniz yoksa iş daha vahim bir aşamaya atlar.
Çevrenizdeki dostlarınız en baştada anneniz size bu aşamada yardımcı olmak için elinden gelen herşeyi seferber eder. Şükürler olsun ki annemin böyle bir huyu yoktur. Sanırım şanlıyım.
Sonunda bu aşamada bir şekilde geçilir, yani evlenirsiniz. 
Sıra "ÇEKİRDEK AİLE" olma sırasındadır. 
Geceler boyu vıklayan, tüm neşesini minicik bir gülüşe doldurabilen bir "BEBEK"tedir. Bu aşamadan sonrası yine bir bebek olur. Malum tek çocuk olmaz kendini yalnız hissedebilir.
Ve bir diğer aşamaya geçiyoruz. 
Çocukların eğitimi. Onlar için çalışırsınız bu seferde. Kendinizi unutur onlar için yaşamaya başlarsınız.
Büyürler.
Onlarda bu aşamaları yaşarlar ve sizin için sona gelmişliğin belirtisi olan bir aşamaya geçersiniz. 
Büyükanne veyahut Büyükbaba olursunuz. Bu sefer torunlar için emekli maaşları harcanır. 
Bu arada artık genç değilsinizdir. Ağrılarınız, hastalıklarınız artmıştır.. Dahada yorgunsunuzdur. Burnunuzun ucundaki yerlere bile gitmeye gücünüz kalmaz. 
Ama çocuklarınız ve torunlarınızla neşe bulup onların anlattıklarıyla yetinmek zorunda kalırsınız. Buda yeter. Ya onlarda olmasaydı..?
Gitmeyi hayal ettiğiniz o Avrupa turu emeklik hayalinizdi dimi ve siz çalışmaktan gidemediniz. Emekli oldunuz ama yine gidemediniz. 
Unuttunuz. Zaten o maaş ile nereye gidebilirsiniz ki. 
Elde avuçta ne varsa herşeyi çocuklarınız ve torunlarınıza dağıtmışken. 
O maaş neye yeterki. Zaten hastasınız. Yürümek bir ölüm gibi.
Son aşama.
En büyük huzur. Yorgunlukların son noktası. Hastalıkların bittiği ve gidemediğiniz Avrupa turu. Dünya hayatında olmasada görebilirsiniz belkide. Kimbilebilir ki dimi.

Hayatınız boyunca ne yaptınız? Neleri ertelediniz?
Bir düşünün hanginiz böyle bir hayatı sürmeyecek?
Kulağa tuhaf geliyor ama bizler belirli çizgilerde yaşıyoruz. Bir çok insan...
Bunu farkında olmadan yapıyoruz. Bunları dile getirdiğinizde ise herkes garipseyip sanki başka bir dünyayı anlatıyormuşsunuz gibi oluyor. 
Kastım kesinlikle bunları YAPMAYIN demek değil. Yaşarken YAPIN. Herşeyi yaşıyorken, nefes alıyorken, gençken yapın.
ERTELEMEYİN HAYATINIZI. 
Yarım bıraktığım, sürekli ertelediğim herşey adına kendimden, yaşamdan ÖZÜR DİLİYORUM. 
Kötüde olsa peşini bırakmayın isteklerinizin. Gidin ve alın.
Vaktiniz varken yapın bunu. 
İstediğiniz bölümde okuyun, okumak istemiyorsanız zorla bitirmeye çalışmayın o okulu... 
İstediğiniz işte çalışın.. Parası azda olsa.. Sevdiğiniz olsun... Mutlu olun...
Delice aşık olun.. Sevin... Ağlayın... Gülmeyi ise bir maske olarak değil GERÇEKTEN yapın... Kahlaha atın... Acı çekin... Ve çektirin... Diploma hediylerinizi satıp yada yaptığınız birikimin sonu dahi olsa istediğiniz her yere gidin... Harcayın... Onu kazanmak için vaktiniz zaten bol... Ya istekleriniz için zaman bol mu? HAYIR! 
Bunu unutma(yın).

Gecenin bu saatinde bunları yazmak neye faydalıdır. Elbette ki bana. 
Yazmak istedim ve ertelemedim. Üşenmedim ve bilgisayarımı alıp sadece ekranın aydınlattığı odamda bunları yazdım.
Unutma(yın) bu hayat bir tane. Ve çok güzel. 
Neyi yapmak istiyorsanız istediğiniz "an" doğru "andır." 
Gidin ve yapın... Gidin ve alın... Gidin ve olmak istediğiniz yerde olun... 
Yazın... 
Kendi hayatınızı kendiniz yazın...
Yazılmış olanları yaşamayın...
Mutlu Sabahlar.     --Gün doğumuna az kaldı. Onu selamlamak hoş olacak. :) --


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !