Buna yaşamak denirse etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Buna yaşamak denirse etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Kasım 2013 Çarşamba

"Gitmişmiydi" Dedim... "Hiç Gelmemişti" Oysa Dediler..




Ara sıra hiç anlamadığınız ve tanımadığınız bir tını ile bir kor oturur içininiz ta en ücra köşesine..
Gözleriniz dolar.. Derin bir nefes eşliğinde yutarsınız yine...
Vucudunuzdan yüzünüze doğru gelen ürperti üşüme ve istemsiz bir titreme ile deler geçer sizi ansızın..
Tanıdık bir koku gelir derinden.. Bi kaç cümle.. Bi kaç an..
Hani sarılmak derim ya hep "herşeyin başı sarılmak" , öyle birşey işte...
Sımsıkı sarılır insan o an'a.. Yeniden yaşanır gibi, ilk günkü gibi bir arzu ile.. 
Gözlerini açsa hissettiğin nefesi kokuyu yitirmekten korkarcasına.. 
Öyle sımsıkı işte..
Hayat ne tuhafdır oysa..
Biten herşeyin yerini yenisi için açarken anlamayız burnumuzun direğinin hala cayır cayır yandığının...

"Hayaller değilmiydi seni bana getiren..
Yoksa ben miydim seni hayal eden...

Görünüp kaybolan silüetinde ki gibi..
Uzanıp tutamadığım her zerre damlacıklardın oysaki..

Hayaller değilmiydi bendeki seni sen yapan..
Yoksa ben mi değiştirdim senli olan beni...

Bizli bir yaşama sığdıramadıklarımız mıydı uçup gidenler..
Geriye kalan bir avuç toz bulutunda gizliydi oysa.. Erişemeden uçup giden..

Hayaller değilmiydi elbet birgün derdirten..
Yoksa çok mu hayal kurdukta silinip gittiler...

Oysa biz hiç.. Sadece hiç..
Hiç hayal kuramadık ki.. "

Anlamını yitirip yeniden kazandıranlar vardır ya hani..
Hani onlar vardır ya...
Ellerinden tutup bambaşka bir huzurun içinde bulutlar eşliğinde o sahilde iken, ağzınıza bir parmak bal çalanlar var ya hani..
Gün gelir omuzlarınızdan tutup silkelerler uyanın diye ya hani..
Hani onlar her şey çok güzelken, mutluyken herşey çok gerçek gibiyken; uçurumun orta yerine salıverirler ya birden..
O an şaşar ya işte felek.. Hani  en yapmaz dediklerimiz... Hani o en kıymetlilerimiz...
Hani varlar ya..
Vardı(lar)..
Vardılar toz bulutunda öylece uzaklaşıp gittiler.. Gittiler ya hani..
Gidenler bırakır ya ardında yarım bir yaşam.. 
Yürekten başlar, göz pınarlarına ilerler.. Küçük bir damla ile buluşup süzülüp giderler.. 

Gidenler o hayale hiç gelmemiştiler..

"Gitmişmiydi" Dedim... "Hiç Gelmemişti" Oysa Dediler..


6 Şubat 2013 Çarşamba

Buna yaşamak denirse...





Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak...
Evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz...
Sokağa fırlayacaksınız...
Sokaklar da dar gelecek...
Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi...
Ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gökyüzü...
Kendinizi taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksiniz...
Birileri size bir şeyler anlatacak durmadan...
‘‘Önemli olan sağlık.''
"Yaşamak güzel.''
‘‘Boşver, her şey unutulur.''
Siz hiçbirini duymayacaksınız...
Gözyaşlarınızdan etrafı göremez hale geleceksiniz.
O'ndan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz...
Hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz...
‘‘Ölüme çare bulundu'' ya da ‘‘Yarın kıyamet kopacakmış'' deseler başınızı kaldırıp ‘‘Ne dedin?'' diye sormayacaksınız...
Yalnız kalmak isteyeceksiniz...
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak...
İkisi de yetmeyecek.
Geçmişi düşüneceksiniz... Neredeyse dakika dakika... Ama kötüleri atlayarak...
Onunla geçtiğiniz yerlerden geçmek isteyeceksiniz... Gittiğiniz yerlere gitmek...
Bu size hiç iyi gelmeyecek... Ama bile bile yapacaksınız.
Biri size içinizdeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksınız... Aslında kurtulmak istediğiniz halde, o acıyı yaşamak için direneceksiniz.
Hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksiniz...
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz...
Herkesi ona benzetip...
Kimseyi onun yerine koyamayacaksınız...
Hiçbir şey oyalamayacak sizi...
İlaçlara sığınacaksınız... Birkaç saat kafanızı bulandıran ama asla onu unutturmayan... Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren...
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek... Boğazınız düğümlenecek, dinleyemeyeceksiniz...
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
Sabahı iple çekeceksiniz... Bazen de ‘‘Hiç güneş doğmasa'' diyeceksiniz.
Ne geceler rahatlatacak sizi ne gündüzler...
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksiniz...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz... Nafile... Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksiniz, gerçek olmasını istediğiniz... Her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz...
Telefonun çalmasını bekleyeceksiniz... Aramayacağını bile bile... Her çaldığında yüreğiniz ağzınıza gelecek... Ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla...
Yüreğiniz burkulacak...
Canınız yanacak...
Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz.
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinizden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksınız... Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için kendinizden nefret edeceksiniz...
Yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz... Onunla hiçbir anınızın olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek...
Ama bir umut... Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu... Bu umut sizi gitmekten alıkoyacak...
Gel gitler içinde yaşayacaksınız...
Buna yaşamak denirse...

(Yazı bana ait değildir.)

Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !