15 Kasım 2013 Cuma

Tesadüfler Sadece Şarkılar...






 ...

Bazen düşünüyorum hani kavuşabildiğim bir aşk olsaydın sen, yine bu kadar özel yine bu kadar farklı hissedermiydim diye...
İnsan hayatında bir kez bunu yaşayıp görmeli aslında.. 
Yada en güzeli uzaklarda olmandır belkide...
Dünündeki bir anı olarak sadece..
 
...

İyiki varmışım.. İyiki varmışın...

13 Kasım 2013 Çarşamba

Saçmalamak Dizboyu...



Ajandalarda her ortaya geldiğim andaki yarılamışlık hissi; o çok enteressan bir duygudur..
Halbuki ajandalarda bir tane orta yoktur...
Ama her ortalama durumuna geldiğin anda bir çok şey gibi bitmişlik hissine bürünür.. 
Yarılanınca illa ki biletecektir ya onun gibi birşey işte..
Herşey bitiyor doğru... Bugünde doğdu ve akşam gene batacak güneş..
Yarın yağmur yağacak ve bitecek... Radyodaki şarkı çalacak bitip yenisi başlayacak..
Demem o ki bitmeyen tek birşeyi var mı bu hayatta ?
İnsan sevgisine bile son noktayı koyabiliyor iken hemde...
Ya bakmayın işte sabah sabah kurcalayacak birşeyler arıyorum...
Oda bitecek elbet tıpkı bu yazı gibi...
Bildiğim bişey varsa da; "amaç ne yani derdin ne?" tarzında bir soru almak belkide..
Valla kardeş bir bilsem tüm kainatıda aydınlatıcam ama yok yani.... :)
Neyse en güzeli düzenin düzenine uyarak tüm düzenleyemediklerim gibi düzendemiş gibi devam etmek...
Ortaya gelmiş olsam bile...
Mutlu sabahlar....

Hayat Dedik Ya İşte; Nede Güzel Şimdilerde... :)




Bazen kısa bir cümledir hayat..
Bazende sayfalar dolusu bir kompozisyon..
Yüreğimizin ve aklımızın alamadığı kadar uzun, yaşayıp bitiremediğimiz her anı kadar kısa..
Öyle yada böyle vardığımız tek nokta; görebildiğimiz koca bir çerçevenin içindeki küçücük bir fotoğraf...
Kısacasık bir ömür, uzun ve dolu bir yolculuk olsun hayat, hayatınızda..
Nereye götürüldüğünüz değil, ne götüreceksiniz sırtınızdaki çantada...
Kocaman umutlar, en samimi kahkahalar.. 
Küçük mahcupluklar, büsbüyük bir yürek..
Heybeniz hep dolu dolu olsun vardığınız her yaşamda...

En mutlu, en güzel gece size gelsin heybesi hep dolu olanlar...
Sağlıcakla...

"Gitmişmiydi" Dedim... "Hiç Gelmemişti" Oysa Dediler..




Ara sıra hiç anlamadığınız ve tanımadığınız bir tını ile bir kor oturur içininiz ta en ücra köşesine..
Gözleriniz dolar.. Derin bir nefes eşliğinde yutarsınız yine...
Vucudunuzdan yüzünüze doğru gelen ürperti üşüme ve istemsiz bir titreme ile deler geçer sizi ansızın..
Tanıdık bir koku gelir derinden.. Bi kaç cümle.. Bi kaç an..
Hani sarılmak derim ya hep "herşeyin başı sarılmak" , öyle birşey işte...
Sımsıkı sarılır insan o an'a.. Yeniden yaşanır gibi, ilk günkü gibi bir arzu ile.. 
Gözlerini açsa hissettiğin nefesi kokuyu yitirmekten korkarcasına.. 
Öyle sımsıkı işte..
Hayat ne tuhafdır oysa..
Biten herşeyin yerini yenisi için açarken anlamayız burnumuzun direğinin hala cayır cayır yandığının...

"Hayaller değilmiydi seni bana getiren..
Yoksa ben miydim seni hayal eden...

Görünüp kaybolan silüetinde ki gibi..
Uzanıp tutamadığım her zerre damlacıklardın oysaki..

Hayaller değilmiydi bendeki seni sen yapan..
Yoksa ben mi değiştirdim senli olan beni...

Bizli bir yaşama sığdıramadıklarımız mıydı uçup gidenler..
Geriye kalan bir avuç toz bulutunda gizliydi oysa.. Erişemeden uçup giden..

Hayaller değilmiydi elbet birgün derdirten..
Yoksa çok mu hayal kurdukta silinip gittiler...

Oysa biz hiç.. Sadece hiç..
Hiç hayal kuramadık ki.. "

Anlamını yitirip yeniden kazandıranlar vardır ya hani..
Hani onlar vardır ya...
Ellerinden tutup bambaşka bir huzurun içinde bulutlar eşliğinde o sahilde iken, ağzınıza bir parmak bal çalanlar var ya hani..
Gün gelir omuzlarınızdan tutup silkelerler uyanın diye ya hani..
Hani onlar her şey çok güzelken, mutluyken herşey çok gerçek gibiyken; uçurumun orta yerine salıverirler ya birden..
O an şaşar ya işte felek.. Hani  en yapmaz dediklerimiz... Hani o en kıymetlilerimiz...
Hani varlar ya..
Vardı(lar)..
Vardılar toz bulutunda öylece uzaklaşıp gittiler.. Gittiler ya hani..
Gidenler bırakır ya ardında yarım bir yaşam.. 
Yürekten başlar, göz pınarlarına ilerler.. Küçük bir damla ile buluşup süzülüp giderler.. 

Gidenler o hayale hiç gelmemiştiler..

"Gitmişmiydi" Dedim... "Hiç Gelmemişti" Oysa Dediler..


26 Ekim 2013 Cumartesi

Kocaman Bir Not !!!

Bazen hiç geçmez.. Geçmiştekileri geçmiş yapan geçmişliği değil zamanın azizliği..

Ekim Bitiyormuş :)


Koca bir Ekim ayı geçti ve ben bu ay içinde sadece 3 adet yazı yazmışım... ( Bu yazı ile 4 olacak ^__^ )
Evet garip bir durum aslında.. Günlerce tek sığındığım yerdi yazmak..
Hayat öyle yoğun ki.. 
Uykusuzluk, yorgunluk herşey öyle çok yoruyor ki beni yazamıyorum..
Yazma arzum kapalı bir kapı ardına gizlenmiş.. Kapıyı aralıyor arada bir kalan zamanda sessizce bekliyor bişeyleri.. 
Yetemiyorum kendime ve hayatıma son vakitlerde... 
Uzun süredir kitapların yüzüne bakmayan ben deli gibi okuyorum.. Elimde olan kitapları yığdım masamın üzerine öyle çoklar ki...
Nasıl kıydım ben onlara raflara tıkıştırarak diye hayıflandım..
Oyun delisi oldum ayrıca.. Hırs edip geçeceğim diyerek uğraşıp durdum.. Sonra basit bir hile buldum süreleri uzatıp durdum ondan da sıkıldım.. 
Telefonumda sürekli yedekleyip yada hiç durmasını istemediğim fotoğraflarım gibi bilgisayarı ve sosyal ağı hayatımdan sterilize ettim.. 
Bol bol çekim yapıyorum.. Bol bol laklak... Şakalara devam.. Ağlamak her zaman.. Abi ile kavgalar mı her daim.. Araba kavgası yapar olduk son zamanlarda beni bu gidişle zarar sokacak net..  : )
Anneye kocaman sarılmak en büyük hobim hala..  ♥ : )
Çikolata mı hayatımdaki her acı tat için bir küp büyüklüğünde yetip artan tek mutluluğum..
Kilo verdim bu arada.. 
Yüzüm kemik kaldı yine.. Seviniyorum kilo verince ama suratımın çökmesinden hoşlanmıyorum napim metebolizmamda kendim gibi anormal çalışıyor..
Neyim düz ki zaten... :) Hayatım baştan aşağı saçmalıklar ile doluken normal olmasını beklemek zaten beni anormal yapar...
Neyse kavram kargaşası iyi değildir.. Yemekleri bile karıştımamak gerek abicim... :)
1 senenin daha sonuna geldik sayılır .. İşyerimde kıdemimi gitgide arttırıyorum bunada seviyorum.. :)
Haytımda köklü bir değişim hala yok.. Değiştirme girişimlerinde bulunanlar var ama bende o istek yok.. 
Özümün, sözümün bir olduğu tek yer bugünlük yetsin devamı için bi ara gene uğrarırım.. 
Fakat sen hiç uğramaz oldun bak alınıyorum... = )
Ee hadi o zaman görüşürüz... 
Mutlu hafta sonları herkese.. :)



Sessizlik lütfen.. Sonsuza dek..




İnsanın içinde bulunan buruk yan hep durur oralarda bir yerlerde.. 
Toz kokan, nemli bir rafın en üstüne sıkıştırılmış o yıpranmış kitabın yırtık sayfaları arasındaki satırlara gizlenmiştir oysaki..
Küçük bi anda beklenmeyen bir başkalıkla gelip eski yerine konar ilk günkü gibi olan o ateşi ile..
Uzaklar yine çok yakın..
Kor gene aynı kor.. 
Tuz bastığımız yaralar gibi ağır ağır yanmakta..
Ne ilacı var ne merhemi.. Ne bir düşü var nede gerçeği... 
Sızlar insan.. 
Hatırlamak için olan o iyi olan her şey yerine hatırlanan hep bi sızıdır.. Yanan bir ateş, kor olup yerleşmiş bir an..
Yine ve yeniden...
Ağız dolusu bağırmak, uzun uzun duvardaki tabloya bakarak sakinliğinde bağırışlarımı dindirmek isterdim şuan.. 
Sayfalarca yazmak.. Anlatmak, hiç susmamak.. 
Vazgeçtim...
Ben susmalıyım.. Susmak en iyisi..
Anlatacakları olan insanların yaptığını ben susarak yapmayı öğrenmeliyim.. Hep yaptığımı yine yapmalı, yine ölüm sessizliğinde boşlukta olmalıyım..
Uzaklar gene uzak olsun.. İçimdeki yakınlığı uzak edebilmek susmak aslında..
Sessizlik lütfen.. Sonsuza dek..

Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !