6 Aralık 2012 Perşembe

" Sonsuz umud'a " ..

Bazen oturup bir fotoğrafa bakıp saatlerce dalıp gitmek istiyorum şöyle, uzunca bir keyifle..
Sıcacık odamda, duvarlarımda gizli el değmemiş anılarımla birlikte.. 
Şöyle, keyifle diyorum..

Düşüncelerim hastalıklı.. Çaresizlikle dolanıp duruyor bir köşeden diğerine..
Çıkış kapısı kapalı açılmıyor ardına kadar..
Nafile, bomboş bir odada yapayalnızlar..
Sonsuzluk kadar uzun, beyhude çırpınışlar içerisindeler..

Bazen minik kuşum, tatlı oğlum kadar dertsiz.. Onun kadar rahat olmak.. Geceleri bekleyip uçabilme hayaliyle yanıp tutuşmak isterdim.. 
Tek derdim bu olsun.. Tek umudum..
Küçük bir opücük almak, birinin "gel oğlum" demesini beklemek isterdim onun gibi... 
Dili yok, sadece sesi var.. Eve girdiğim an ki coşkusu.. Minicik ama sevgiyle bakan gözleri var...
Değer o iki kelimeyi beklemeye onun için.. Beklesem ve kavuşsam..
Bütün düşüncem sadece o kanat çırpışları olsa idi...
Tek derdim bu olsun.. Tek umudum.. 

Oturup saatlerdir bomboş bakıyorum ekrana.. 
Gidebileceğim bir yer yok.. 
Diyebileceğim bir sözde... 
Anlatabileceğim biri.. 
Değer veren biri..
Sadece gece var.. 
Cama vuran damlalar.. 
Hızla yağan yağmurun sesi.. 
Arada duyduğum korna sesleri..
Sokakta yavrusunu arayan kedilerin,
Ara ara geçen arabaların ardından bağıran köpeklerin sesleri.. 
Derin iç geçirdiklerim sıra sıra durmakta aynamın önünde..
Konuşurlar gibi bakan sessiz çığlıkları var.. 
Yüzüğümün parlayan taşları, hiç bir yere yerleştiremeyeceğim noktalarım var..
Eskilerim birikmiş, toplanmışlar dolabımın en ucra köşesine..
Bana anlattıkları milyonlarca sebepleri haykırıyorlar, kafamın içine vura vura.. 
Duvarlarımda meraklı bir bekleyiş var..
Halıma yerleşmiş koca bir siyahlık..
Telefonumdan gelmeyen uçsuz bucaksız bir sessizlik var..
Bilgisayarımdan yayılan hüzünlü bir tını.. Yumuşak, kadife gibi bir ses..


Melodileri var benim gecelerimin.. 
Adı var..
Özeller, sadece bana.. Bana ve yalnızlığıma..
Bana ve yine bana..
Birde içimdeki melodramı bileseniz..
Ah! Bir bilseniz..

Huzurun bile huzursuz olduğu her gün için bir bir satır ayırıyorum köşeye..
Sonsuz umuda, huzura eriştiğim vakit birleştirilmek üzere...
Şimdi ..
Bir satır ayırma vakti.. Gözlerinizi yumun, arkanıza rahat bir şekilde yaslanıp ilk satırı karalayın..
Aklınızdan düşüp kalbinize yerleşsin...
Benim ilk satırım..
" Sonsuz umud'a " ..
Şimdi gözlerinizi açıp gördüğünüz her ne ise yansıtın satırınızı oraya.. Yazın kocaman harflerle...
Sizi bilmem, göremem ama hissedebilirim.. Umud ediyorum ya bu gece.. "Umut" ile umarak diyorum ki; Gülümsediniz..
Şimdi ise bu gülücükle tatlı bir rüyaya dalma vakti..
Umudunuz hep sizinle olsun.. Mutlu, huzurlu olun..
Filminizin baş karakteri olma vaktidir vakit..
Tatlı uykular...
t.a.




3 Aralık 2012 Pazartesi

Derin bir nefes.. Uzun değil kısacık bir hikaye...


Zaman öyle anlarda dursun istiyorum ki.. Hani neşeli olduğım, keyfimi hiç bir şeyin bozamayacağı vakitler olsun böyle..
Dün gibi mesela...
Fotoğraf çekmediğimi farkettim uzun süredir şöyle keyifle... 
Dün acısını tüm sokakları arşınlayarak çıkardım...
Göremediklerimi gördüm.. Küçük notlar biriktirdim benliğime... 
Hava şuan yağmurlu.. Bilgisayarımın saati 16.37'yi gösteriyor... 
Bundan bi kaç saat önce öyle güzel bir güneş vardı ki penceremden içeriye yasnıyan, tüm sıkıntıları silen cinsten...
Şimdi içimi yine bir hüzün kapladı... 
Havadan demeyi yeğeliyorum ama olmadığını yine biliyorum..
Dün bir arkadaşımın paylaştığı bir cümle kafamda dönmeye başladı..

"Birçok kişinin hayaliyken,değmeyecek kişilerin hikayesi olmayın."

Buna canı gönülden katılıyorum.. Ama başaramıyorum işte.. Neden insanlara gereğinden fazla değer veriyorum..
Soruyorum defalarca kendime... Ben birini hayatıma alırken seçerim.. Seçtiğim kişilerin hepsi değecek insanlarmıdır.. ?
Elbette hayır ! 
Hata insanlara mahsustur... Affetmekte öyle...
Hatta en büyük 'erdem'liktir.
Öyle dimi.. Öyle öyle...
Ben hayatı güzelleştirmeye değil, güzel olan hayatı işlemek istiyorum kendime..
Kırılıyorum hep.. Kıran kişi ise bunun hiç farkında değil hiç.. Hayatın en hüzünlü kısmı değiyor böyle durumlarda ruhuma..
Her şeyi bir anda silebilen biri olmadım.. Bundan sonrada olabileceğimi sanmıyorum...
Ama gururum benden hep iki adım önde...
Bazen Kendimi tanımasaydım bu denli diyorum...
Bazen hiç tanımasaydım 'O' insan/ları diyorum...
Bazen o kadar çok şey diyorum ki...
Sonra... Keşke diyip kabulleniyorum...
Buda bir adım nede olsa...
Sessiz vedama, ruhumun kırıkları adına...

 

1 Aralık 2012 Cumartesi

26 Kasım 2012 Pazartesi

2012 Seni yaşanmamış ilan ediyorum..


Son günler... 
2012 senesini noktalamama son günler..
Nasıl bir senesin sen 2012.. 
Düş yakamdan seni yaşamamış olmayı diliyorum.. Hatta satır aralarımdan seni kaldırıyorum..
Yaşadığım her gününden, her saniyesinden kurtulmak istiyorum.. 
Ne mutlu anları nede mutsuzlukları taşıma yeni yılıma, yeni takvim sayfalarıma..

Seni yaşanmamış ilan ediyorum..

Bana mutluluktan çok hüzün verdin, gözyaşı döktürdün..
Yeri geldi kalbimi yerinden sökmek istedin.. Arada bunu başardın.. Düşürdün beni tökezletmeden..
Hatalar yaptırdın.. Büyük hatalar.. Pişman oldum, bazende olmadım..
Dönüm noktalarımın yörüngesinden çevirdin.. Pusalamı bozdun.. 
Beni 'ben' yapan herşeyi buruşturup fırlattın...
Yalnızlığımdan soğuttun beni.. Yutturdun onu bana..
Nefesimi kestin.. Soluğumda içime çektiğim her zerennin hesabını tek tek sordun acısını çıkarta çıkarta...

Seni yaşanmamış ilan ediyorum..  

Bit .. Bit ki; devam edebileyim.. Unutamadıklarımı unutabilmek için yeni bir yol açabileyim..
Yeniden insa edebileyim yıkılan duvarımı.. Daha sağlam, daha yalnız..
Tekrar sevebileyi kendimi.. Tekrar diyebileyim ben 'iyiyim, iyi biriyim' bunu bana çok gören senden kurtulurken inandırabilmek için yeni bir yılım olsun artık.. 
Çok uzun geldin 2012 çok...
Kısacık ömrümde bir asır gibisin.. 
İzmir'siz bir ben düşünemezken, bırak git dedirttin...
Nasıl giderim.. Nasıl...

2012  Seni yaşanmamış ilan ediyorum..

Ve...

Geri sayımı başlatıyorum...

24 Kasım 2012 Cumartesi

Şşşit !!! Ben Duymadım...

Hayatta herkesin kendi bir duruşu var elbet.. Kısa bir süredir ben bunu kaybettim..
Nerede ve nasıl durmam gerektiğini kestiremiyorum..
Verdiğim kararlar şaşırtıcı, yaptıklarımda.. 
Bu ben değil(d)(im) diyorum !!!
Pişman oluyormuyum ? 
Buna ise karar veremiyorum bir türlü..
Çok büyük bir pişmalık olmadığı içindir belkide.. Kimbilir..
Ben bilebilirim sadece.. Bilirmiyim..  ?
Devam edermiyim böyle, sürdürürmüyüm şimdiki "Tuba"yı ? Düşünmek istemiyorum..
Memnun değilim, memnuniyetsiz miyin... Oda değil.. Ne peki beni rahatsız eden..
Neden huzursuzum iki benden de.. Neden..

    ^ Güneş öyle güzel ısıtıyor ki içimi.. Günlerdir içinde bulunduğum ruh halimi iyileştirmek ister gibi sanki..
        Gözlerimi alıyor beyaz masamdan yansıyan ışığı.. 
        İnadına diyor ki; gülümse... 
        İnadına iyi ol diyor...
        Anlık değişimlerime inat, kör etse bile bak diyor...   
        Gününüz aydınlık olsun..  ^

22 Kasım 2012 Perşembe

Mutlu olmak bazen, mutsuzlukla geliyor.. Ama hiç gitmiyor..

Yalnız olmanın en buyuk getirisi mutsuzluk ..
Yalnız insanlarin kendi mutlu dünyalarına birini ekledikten sonra ki hayal kırıklığı ise sanıyorum ki bu mutsuzluktan daha kırıcı ve üzücü ..
Keske büyüleseydi dünya beni her adım da.. Keske büyümeden önceki gibi olabilseydi o büyülü Dünya'm ..
Keske hiç tanmasaydım o Dünya'yi ..
Keşkeler ile dömüyorki çark .. Hep keske ve keske .. Şarkısı bile vardı dımı komik cok komik ..
Hayat yapıyor muzipligini hep.. Hiç kaçırmıyor ..
Gecmis dibe kadar batmış, gelecek dipsiz bir uçurum .. Dilsiz sağır ..
Her adım, her gün olamamisliklara gebe ..
Her gecen gün şaşırıyorum gördüklerim ve duyduklarıma .. Ve yaptıklarıma ..
Keşkelerim olmasın derim hep .. Ama artık yok öyle ..
Olacak bir insanın keşkeleri olacak ki unutmayacak dibine kadar batacak ..
Yetmez.. Hiç yetmedi ki ..
Sadece uyumak istiyorum .. Uzun uzun ..
Gözlerimi hiç açmadan, duymak istemiyorum kulagimdaki müziğimden başka..
Yalnız mutsuz ama mutlu hayatımı ben geri istiyorum ..
...


"Beklemek güzeldir, ama doğru durakta..."


Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim,

Ya da asla birini severken karşılığını beklemedim.

Dostluğuma değer biçmedim,sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim.

Sevdiysem sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim.

Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım.

Ama hata insana mahsustur dedim.

Affettim, af diledim.

Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim.

Onlar belki beni saflıkla yargıladılar.

Belki de içten içe sinsice güldüler.

Ama asıl unuttukları şuydu;

Ben aldanmadım..!

Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar.

Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için,

Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için.

Oysa ben hiç insan kaybetmedim.

Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar..

  Can YÜCEL


Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !