4 Eylül 2012 Salı

Döktüğüm taşlar..


Sabah büyük üstadın bir şiiriyle açılış yaptım haftaya.. Sadece çok doğru geldi bana o dizeler.. Paylaşmak istedim tekrar tekrar dönüp baktığım blogumda..

Bazen sizlere de olurmu bilmem ama bugün sanki  günün sonunu hissettim gibi..
Eski defterler açıldı ortaya, kırılanlar tekrar kırıldı saçıldılar dört bir yana.. Toparlanmayacak hiçbir zaman.. Kırılmış bir bardak nasıl tekrar bir araya gelmeyecekse onlarda öyle kalacak..

Hayatında olmaması bile olası olmayan birinin varlığını insan nasıl olurda yokmuş gibi unutabilir.. Tamam unutmak değil belkide üzerini örtmek diyelim..
Anlık unutma anlarım onlar.. 
Zamanlarım.. İşte vakitleri, öyle işte zamanları... Unutmak isteme vakitleri...

Hiç unutmayacağım.. İnsan kendini bile tanıyamaz derler.. Ama hiçte yabancı sayılmayız kendimize.. 

Nefret edemiyorum.. 
(İşte bahsettiğimde bu, insan kendini ne kadar tanıyamasada asla da yabancı olmaz.. Ne kadar istesemde, nefret edememem gibi. Kendinize yabancılık hissetmeyin..)

Nefret edemiyorum..
Bir şekilde kalbimin en derininden gelen bir dürtüyle yapıyorum.. 
Affetmem çok güçttür birkere kızdığımda.. Ama asla nefret değil bu..
Belki nefret edebilsem daha kolay olacak.. Şuan olduğumdan daha acımasız olurum belkide..
Oturup ağlamak istesem onu bile yapamıyorum.. 

Hayatım ve aldığım her nefes değerli.. Kendimi ve zamanımı geçmişin döküntülerinde heba etmelerine ASLA izin vermeyeceğim..
SİZDE VERMEYİN!!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !