20 Mayıs 2013 Pazartesi

Ağlamasak bile gözleriniz dolduğunda da neden burnumuz akar ? Mendil lütfen !




Bazı zamanlarda "STOP" düğümesine basıp o anda; 

Ne kadar hızlı akıp gitmişsin be hyatım, ömrüm. çocukluğum.. 
Bu kadar hızlı bitecek ne vardı sanki ne acelen vardı ki nereye yetiştirmek için didindin durdun.. 
Sankı çok mu matah birşey bu büyümek zamanı eze eze bitirmekte bizi ite kaka buralara getirdin.. Neler yaşadım bugüne kadar neleri geride bırakıp nelerle uğraştırdın koca bir 26 sene..
Daha dün gibi gözümün önünde geçmiş onca vakit.. Tek gayet okul ve oyundu..
Şimdilerde birikmiş taksitler, ödenecek faturalar.. Geride bırakılan kırık kalpler, unutulmaya yüz tutmuş nice fotoğraf karesine sığmış anılar.. Ve kırılmış bir kalbim var..
Unutmak ve unutmamak arası gelip giden duygular karmaşasında aklımda, kalbimde birikmiş tonlarca ağırlığındaki düşüncelerimle yaşayıp gidiyorum..
Sanki Dünya'ya gözlerimi böyle açmışım ve ben o gözleri tamamen kapatana kadarda böyle kalacak gibi hissediyorum.. His değil bu biliyorum..
Ne yazıkki yaşım ilerledikçe takıntılarım olmaya başladığını fark ettim.. ( Anneme mi benzmeye başladım ne ? )

Galiba arada yapmak iyi bu tuşa basıp bunları.. Bir çok kişi böylemidir acaba benim gibi.. İçimde barındırdığım o komik melankolikten böyleyim.. Kötü müdür bilmem ama her an buna hazır ve tetikteyim işte..
Hayatımla ilgili yazdığım tek şey sanırım hislerim ve duygularım.. 
Zaten bunların tümü ben değilmiyim ? Ne yaşadığımın önemi var mı ki ?
Bilmem buradan baktığımda kendimce "şimdilik" bir önem yükleyemiyorum buna..
İleriki zamanlarda belki..

Çocukluk arkadaşım canım dostum ( deyimi yerindeyse kankam ) bir önce gün güzel bir merasim yaşadı.. Kendi tabiri ile "100 yıllık bir ömür hayal edersem ilk 25 liğim im finalini en mükkemel haliyle yaşadım ben" ondan önce bu anı ben planlamıştım fakat kısmet bana değil ona'ymış.. :) 
Ben o treni çoktan kaçırdım..
Yalnızlığa giden trene binmiş olmam benim seçimim olması gerekeni o an karar verip ypmak gerekir bende onu yaptım ve hiç pişman olmadım..
Napim kahrolası bir duygusallık sarıyor beni hep.. Koparamıyorum bunu ama eğer bunuda yitirirsem tam bir odun olurum herhalde en güzeli ağlayan zırlayan ve bir çok konuştuğum beni tanımayan kişilere göre felsefe yapan bir tip olarak mutluyum.. Karmaşık konuşmayı sevmem hatta beceremem de sade ve yalın anlatmayı severim esasen buda tam bir patavatsızlıktır ama anlaşılmaz olmaktansa böyle olmayı yeğelerim..


Sözün özü; ogün o terasta doğup büyüğüm o eve bakıp o balkon ve sokakta, durup baktığım o terasta geçen onca anıya o günkü anıda dahil olacakmış.. Önümzdeki anılara bakıcaz artık.. 
Çoculuğum, dostum canım kardeşim bir ömürde her daim böyle güzel gülümsesin gözlerin..

Mutlu günler dostlar gene doldurdum sayfayı... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !