24 Mayıs 2012 Perşembe

Hastamıyım neyim :)


Ne çok hastalanır oldum ben. İzmir de yaşamasam acaba daha soğuk bir ülkede,şehirde yaşasaydım ne yapardım diye düşüyorum arada. 
Kesin ölürdüm herhalde. 
Benim soğuk su içme adetim yok. Donduruma yemeye bile korkarım. Hemen boğazlarım şişer hastalanırım çünkü. 
Herkes "o sevmez" der dondurma için. Tamam kısmen doğru yemekle arası kötü birisi olarak dondurmayı çok seven ve yemek isteyen biri değilimdir. Ama sevmediğimde doğru değil. Kim sevmez ki dondurmayı hele birde "Özsüt"tense. Yemeyipte ne yapar insan. (Buna yürek dayanırmı hiç.)
Soğuklara karşı anipatik bir konuma geldim. Bu zaman içinde alışkanlığa döndü bende çünkü ne zaman soğuk birşeyler yiyip içsem boğazlarım şişiyor. 
Şimdiki gibi. Üstelik ne dondurma yedim nede soğuk birşey içtim. 
Sanıryorum keskin naneli sakızın üzerine içtiğim sudan bu haldeyim. Evet şaka yapmıyorum denemenizi öneririm çok ferahlatır insanın içini. Kafanızı derin donduruyuca sokmuş gibi hissedersiniz. 
Bir çok kişi denemiştir mutlaka. Birde sakızı biraz çiğneyip üzerine suyu içtikten sonra benim gibi birde dolu dolu soluk alıp verdiyseniz iki kat etki yapar. 
İzmirde mevsimler şaşırmış durumda akşamlarıda oldukça serinledi. Şimdi birde yani sakız,su ve havanın  üzerine ilaveten arkadaşlarla en güzide parkanızda bu serin İzmir akşamında, yaş çimlerin üzerinde uzun bir sohbet, makara saatleri eklenince sabaha demir yutmuşta boğazınıza takılmış gibi bir hisle uyanmanız gayet doğal. Şaşırmayın yani.
Sonuçta; şekil 'T'  (Tuba ::D ) şimdiki durumum. Konuşmakta bile zorlanıyorum.
Sabah sabah neden yazar bir insan bunları diyorsanız eğer, açıklayayım size.
Amacın deliliğimi ispatlamak değil sadece bu duruma çok içerlendim ben sebep bu. Sevdiğim birşeyleri yaparken çekinerek yapmamam gerektiğini kendime hatırlatmaktan nefret ediyorum. Ve bazen yenik düşüp  -yok yok yenik düşmek değil bu yenmek isyaaan diyorum- bunları yapıyorum. Sonra pişman olmakla olmamak arası gidip geliyorum.
Bu mevsimde ve İzmirde olup böylesine vakaların çok olmasının en baş örneği olmakla birlikte sizleri aydınlatayım dedim. Ve İzmir güzel İzmir sana sesleniyorum, altı kış ayı boyunca güzel yaz aylarının özlemiyle yaşayan, artık burun akıntısı hapşırma gibi minumum belirtilerden kutlulmayı bekleyen ben, sana yeter artık diyerek yalvarıyorum artık çok sıcak yaz gecelerimizi geri ver bize. :)
Ve.....  Diyorum ki; yaptıklarımdan pişman değilim. Yine olsa yine yaparım. 
Ama yinede, ben ettim sizde etmeyin sakın. :)
Mutlu Günler :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Copyright All Right Reserved ! Tuba Atamer !