Az önce biten uzun zamandır izlemek istediğim bir filmi izledim..
"One Day (Bir Gün)"
Kitabı olan filmlerden.
Masamda okunacakların arasında hala beklemekte. Bir türlü o kitaba sıra gelemedi ve filmi yapıldı..
Bu biraz tembellik sanırım.. Kitabı olan filmlerin öncelikle kitabını okumayı yeğeleyen biri olarak tembellik edip filmini izledim.
Genelde de karşıyımdır.. Kitabı olan filmleri izlersem kitabını okumam, okuduğum kitapların filmlerini de izlemyi sevmem..
Tam bir hayal kırıklığı olabiliyor çünkü.. Bu filmin kitabını okuyarak şu anki bana verdiği tadı bozmak istemiyorum. Rafa kaldırılması gereken bir kitabım daha var.. Belki çok sonra okunmak üzere...
Bir çok insan romantik fimlerden hoşlanmaz. Aslına bakarsanız bende de vardır o her romantik filmi beğenmem. Beğenmediklerim için kaybettiğim bir kaç saatim olur sadece.
Bu film ise cidden beni etkiledi. Sanırım romantik filmler izleyen kişinin kendinden bir parça birşeyleri bulabilmesiyle orantılı. Yani kendinize ait birşey bulabiliyorsanız o filmde, izlemiş olmak için değil sindirerek bunu yapıyorsanız başkası için 'berbat' olabilirken sizin için 'muhteşem' olur.
Filmin konusunu anlatmayacağım. Zaten internet üzerinde küçük bir araştırmada ne olduğunu öğrenmeniz mümkün.
Ben filmle ilgili olarak sadece söylemek istediğim, ne kadar farklı hayatların insanları dahi olsanız "asla" düşüncesiyle duraksamayın.. Geç kalmayın... Olduğu anda ve zamanda yapın.. Yaşayın... Yapamadıysanızda Emma ve Dex gibi gecikmişleri kalan zamanınızda yaşayın.. Çünkü bir gün gelecek o zamanınızda olmayacak..
Kaçırmayın... Yaşayın..
Unutmayın!
"Yarın ne olursa olsun, şu an bugünü yaşıyoruz."
Düşünmeden, istediğiniz gibi yaşayın... Yaşayalım...
İçinizin taa en derinlerinde olan kişiyle huzurlu bir uyku diliyorum... O aslında hep yanıbaşınızda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder