Kadere inanır mısınız?
Bazen akıl almaz zamanlarda aklıma gelir o an’ım. Kader diyerek geçmek kolaydır. Ama bana en
zor gelen bunu kabullenerek kendimi avutmak.
Kadere sığınmak avunmaktır çünkü. Var olan kaderimizi yine
kendi ellerimizle, kendi isteklerimizle çizmiyor muyuz? ‘Bugün, her gün kullandığınız yolu tercih etmemek
elimizde değil mi?’ bunu bilir iken neden hayatımızı daha zorlaştırarak
yaşarız.
Tercihlerimizi doğru kullanmadığımız için… Öyle ya da böyle
kendi isteklerimiz doğrultusunda veyahut çevremiz, ailemiz vesilesiyle yön rüzgârımızı
belirliyoruz.
Buda kader dimi…
Seçebilme özgürlüğü arzusu ile yanıp tutuşurken bir yanım,
bir yanımda kendi ve başkalarının tercihlerinin kaderini yaşamalısın
diyor, elin mahkum. Kader mi? İnanıyorum kadere… Önüme çıkan fırsatlara, insanlara,
yazabildiklerim ve yazamadıklarıma… Avunmak değilmi sonuçta...
Bazen yapma be kader dur diyesim geliyor… Diyorum da
aslında ama “O” diyemiyor…
Bu sefer “ben” diyorum ki, Kader..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder